ALES
- Kategori : 2014,Gazete Yazılarım,Mayıs
- Yorum Yok
- Ekleyen : Nurhayat VAROL
- Okunma :1.346 kez okundu
11.05.2014 Pazar günü ALES (Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı) yapıldı. Önceden ismi LES olan sınav şimdi ALES adı altında yapılmaktadır. Sınava yükseköğretim kurumlarında öğretim görevlisi, araştırma görevlisi, okutman, çevirmen gibi kadrolara atanabilmek için bu sınava girip belirlenen barajı aşmaları, yeterli puan almaları gerekmektedir. Üniversitelerde yüksek lisans ya da doktora yapmak isteyenlerin de yine bu sınava girmeleri gerekmektedir.
Son yıllarda özellikle bu sınava olan ilgi arttı. Nedeni; ilk akla gelen akademisyenlik yolunda ilerlemek olmakla birlikte, yeni açılan üniversitelerde bulunan iş olanakları olabilir. Üniversite öğrencileri nerdeyse 1. Sınıftan itibaren ALES sınavına odaklanmaktadırlar. Akademisyenliği sadece iş gibi gören olmakla birlikte kendisini geliştirmek isteyen, diplomalarına özellik katmak isteyen gençlerin ilgi alanları olmuştur.
Üniversitelerde yüksek lisans yapabilmek için ALES puanı oldukça önemlidir. ALES sonucu, diploma notu yani 4 yıl üniversite not ortalaması ve mülakatta alınan not adayların sıralamasını belirlemektedir. Bazen bu sınavlara ek bilim sınavı da yapılmaktadır. Üniversitelere yapılan başvurularda adayların sıralamaları yapılırken ALES’ten alınan not önem taşımaktadır. Üniversite senatolarının aldıkları karara göre bazı yerlerde yüksek lisans için ALES puanın %55 i, mezuniyet notunun %30 u, mülakat notunun %10 u ve varsa yabancı dil puanın %5 i alınarak başvurularda sıralama yapılır. Bu yüzdelikler değişse dahi en büyük dilim ALES’e aittir.
Yurt dışında bu sınavın eş değeri GRE (Graduate Record Examination) denilen sınavdır. GRE Amerika, Türkiye ve diğer ülkelerde İngilizce eğitim veren üniversitelerde yüksek lisans ile doktora yapmak için girilmesi gereken sınavdır. GRE sınavı bilgisayar başında yapılır. Ancak bazı ülkelerde sınırlı tarihlerde kağıt üzerinde de yapılmaktadır. Bilgisayarlı sınavda kağıt kalem yoktur. Randevu sistemiyle alınan gün ve saatte sınav yapılır. Sınavda sorular üç bölümden oluşur. Sözel bölüm, matematik bölümü ve mantık bölümüdür. Bilgisayarda yapılan sınavda doğru cevap verdikçe takip eden sorular zorlaşır. Yanlış cevap verdikçe gelen sorular basitleşir. Böylece aday kendi durumunu orada tahmin edebilir. Tabii ki bu uygulamanın kötü yanı olabilir. Aday yanlış cevap verdiğini anladıkça demoralize olur ve başarısını düşürebilir. Bu sınav şekli bireysel sınav gibidir. Her adayı takip eden bir kamera bulunmaktadır. Herkes ayrı bilgisayarda kulaklıklar takılı. Dışarıdan ses almamak için gerekli önlemler alınmış durumda.
Gelelim bizde ALES’in yapılma şekline. Yılda iki defa ÖSYM tarafından yapılmaktadır. En son geçen Pazar günü yani 11 Mayıs 2014 Pazar günü yapıldı. Birkaç yıl önce her sınavda söylenen şaibe bu sınav için de söylenince, alınan önlemler artırıldı. ÖSYM’nin yaptığı sınavlardaki rutin önlemler bu sınavda da alındı. Keşke 10 yıl öncesinden bu sıkı kontroller yapılsaydı. Haksız yere “başarı sağladım” diyenlere engel olunabilinseydi. Cep telefonları ile yıllarca kopya çekildi ya da çektirildi. Ne oldu onlara? Yerine adam sokanlar “başarıyı elde ettim dediler” ne oldu onlara? Sınavlarda grup değiştirerek “başarı sağladım” diyenler ne oldu onlara? Say say her yıl bir başka buluşla işlerini yoluna koyanlar şimdi vicdanen rahatlar mı bilinmez!
Geçmiş dönemlerde hileli yollarla bazı kişiler çok ayrıcalıklı konuma gelebildiler. Garibanlar ve dürüst olanlar ise her defasında belirli bir seviyeyi bir türlü geçemediler. Son değişiklikler ve alınan önlemler sayesinde sınav güvenliği oldukça artırıldı. Ama bu sistemin de açıklarını mutlaka bulanlar vardır. Adil bir sınav sisteminin oluşturulabilmesi için sınava giren adayların kendileri dürüst olmadıkları sürece, sadece dış tedbirlerle sınav güvenliğinin yüzde yüz sağlanamayacağı düşüncesindeyim.
ÖSYM artık her yaptığı sınava ciddi kontroller getirdi. Elbette fazla yasaklar sıkıntıları da birlikte getirmiştir. Örneğin; ALES’e girecek birçok insan arabalarıyla gelmişlerdi. Bir kısmı çevre illerden ya da ilçelerden gelmişlerdi. Ceplerinde haliyle araba anahtarı vardı. Gelen yasaklarda anahtar ile sınav salonuna girmeleri söz konusu değildi. Aday isyan etmede haklıydı, nasıl gelebilir ya da anahtarı ne yapabilirdi. Bina sınav sorumlumuz konuya sıcak bakmayınca kendince çözüm buldular tabii. Ne mi yaptılar? Kapıda izliyordum. Birisi en yakın ağaç kökünde çukur açarak anahtarını yerleştirdi ve üzerini toprak ile kapattı. Bazıları bahçede bir masa başında bekleyen birisine 2 Lira karşılığında emanete verir gibi verdiler. Tabii ki sınava girerken söyleniyordu. “40 bin liralık arabayı 2 liraya emanet teslim ettim” diyerek. Şimdi çözüm bulmadan gelen bazı anlamsız tedbirler ile görevliler ve adaylar sıkıntıya girerken zamanında olanlar için ne yapılabilir…..!”Atı Alan Üsküdarı Geçti” misali oldu.
Umutlarını ALES’e bağlayan gençlerimize kolaylıklar diliyorum.
Etiketler |
Yorumlar
Yorum Yapın !
Yorum yapmak için oturum açmalısınız.