Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

TRAFİK CEZALARI

08
Ekim
2014

Gün yok ki medyada trafik kazalarından söz edilmesin. Bu kazalara bazen sürücü hataları, bazen yol yapımları, bazen bozuk yollar, bazen doğa olayları, bazen yetersiz uyarı levhaları neden olabilmektedir. Sürücü hatalarından olan kazaların başında hız, yanlış sollama gibi kısaca trafik kurallarını ihlal gelmektedir. Bilinçsiz sürücü kurallara sadece trafik cezası yememe adına uymaya çalışıyor. Oysa kurallar insan hayatını koruma adına alınan kararlardır. Örneğin; ülkemizde emniyet kemeri takma alışkanlığı her nedense halen oturmadı.

Şehirlerarası yollar iyileştirildikten sonra şehirlerarası yollardaki kaza sayısı nispeten azaldı. Ancak şehir içi kaza sayısında bariz artışlar oldu. İçerisinde yaşadığımız şehirde basına sızan ve sızmayan o kadar çok kaza var ki! Hazardağlı Kavşağı, Üniversite-Orman Müdürlüğü kavşağı, eski sebze halinin olduğu Medical Park Hastanesinin bulunduğu yerdeki kavşak, Misland Kavşağı ve son eklenen Havaalanı Kavşağı kazalarda en fazla ismi geçen yerler oldu.. O zaman kavşaklarda geçiş üstünlüğü sırası yok herkes yol benim hakkım diyor, trafik lambaları ihlal ediliyor, en zor ve trafiği düğüm haline getirende sadece yanıp sönen sarı ve kırmızı ışıklar. Şehir içerisinde ölümlü kazaları artık daha sık duyar olduk. Radar kontrolleri belirli noktalara yerleştirildi. Radar kontrol ve sonucundaki cezanın sürücüyü daha dikkatli olmak zorunda tutmaktadır. Sabit noktalarda gördüğümüz radarlar olduğu gibi artık gece-gündüz görüşlü ve gezici radarlar var.

Yurt dışında trafik kaza sayısı bizden çok azdır. Trafik Kurallarına herkes uymaktadır. Örneğin; Amerika Birleşik Devletlerinde birçok eyalette herkes bireysel araç kullandığı için trafik çok yoğun. Fakat kural ihlali olmadığı için bu yoğunluk sorun yaratmıyor. Dört yolun kesiştiği yerlerde stop levhaları vardır. Stop işaretlerine varan araçlar tam duraklama yaparlar sırayla her bir yoldan bir araç yola çıkar ve seri ilerler. Oysa bizde her yönden gelen araç burnunu çıkarır tam bir düğüm olur. Stop işaretlerinin nerdeyse anlamı kalmıyor. Bazen yanıp sönen trafik lambaları iş yapmaz durumda olurlar ve trafiği Arap saçı haline getirirler. Örneğin; akşam mesai bitimi sırasında Vali Fahri Bey Caddesinden İstasyon Caddesi oradan da Gazi Caddesine geçişte araba kullanmak azap olmuş. O kadar yoğun saatte trafik lambaları neden çalıştırılmaz anlaşılmıyor. Caddeler dar, araç sayısı fazla, sürücülerin bir kısmı acemi, sürücülerin bir kısmı trafikte saygısız, sabırsız, saldırgan olunca araba kullanmak çile oluyor.

Ülkemizde trafik polis kontrolleri gelişmiş ülkeler ile kıyaslanmayacak kadar fazla. Şehir içi ve şehirlerarası yollarda polisler resmi veya sivil araçlara yerleştirilmiş radarlarla hız kontrollerinde adeta pusuya yatmaktadırlar.  Genelde rampa bitimleri ve TEM çıkışlarına radarlar yerleştirilmektedir. Radara düşen kişi cezasını çekmeye mecbur. Ama yıllar önce hızı düşük araca da yanlışlıkla ceza yazıldığını da biliyoruz.

Yine yıllar öncesi yollarda radar ibaresi asla yer almazdı. Yurt dışında radar kontrollerinin olduğu kritik yerlerde radar kontrolü olduğunu yazan tabelalar vardır. Bizde ise “Bu yolda radarla hız kontrolü yapılmaktadır” ifadeleri artık yer yer görülmekteydi. Günümüzde ise bu levhalar çok nadir görülmektedir. Yurt dışında hız sınırını aşıp radara giren kişi hemen ceza almaz önce uyarılır ancak, tekrarlanır ise para cezası verilebilir. Oysa bizde uyarı olmadan ceza yazılmaktadır.

Doğru olan radara ilk girişte uyarı sonra da ceza yazılmasıdır. Ne yazık ki cezayı tasvip etmesek de; bile bile hata yapan, masum insanlara zarar veren,  suçsuz insanlara maddi manevi sıkıntı yaşatan, tehlike topu gibi nereye vuracağı belli olmayan sürücülerin önce uyarı, ama tekrarlandığı zamanda  canlarını acıtacak para cezaları verilmesi, belki tehlikeli sürücülerin sayılarını azaltabilecektir.

Kazasız, belasız, can yakmadan, can yanmadan sürüş esas olsun.

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.