ELAZIĞ’A NE OLUYOR?
- Kategori : 2015,Gazete Yazılarım,Nisan
- Yorum Yok
- Ekleyen : Nurhayat VAROL
- Okunma :1.331 kez okundu
Elazığ nereye gidiyor? Elazığ Doğu’nun Paris’i, Elazığ Doğu’nun incisi sözleriyle biz kendi kendimizi kandırır olmadık mı? Bu sözler artık sadece dilde ya da hafızalarda… Biz Elazığ sevdalıları belki eksiği ve güzellikleri ile gözü kapalı seviyoruz memleketimizi. Ancak bu karşılıksız bir memleket sevgisidir. Şehirde eksiklikleri gördükçe değil üzülmek, insan kahroluyor. Doğunun yıldızı Elazığ’a ne oldu? Kimler sahip çıkmadı ya da çıkmıyor? Halk bilinçli mi değil?
Uzun süre il dışına çıkmayınca belki gözümüz olumsuzluklara alışıyor. Ama birkaç saatlik de olsa uzak değil Elazığ’a komşu Malatya’ya gidince aradaki farkın her yıl katladığını görmek mümkün. Gel de üzülme… Komşu şehir de gelişsin biz de gelişelim.
Ne görülmüş ki orta kaldırım taşları sık sık değiştirilir. Değişen bazen rengidir, bazen taş biçimidir, bazen de fark edilmeyecek gibi… Bilen varsa söylesin yararı ne? Kaldırım taşları değişirse şehir kalkınacak mı? Belediye başkanlarının öncelikli işleri nedense hep kaldırımlar oluyor. Hani yeni yapılan kaldırımlar eskilerine fark atsa anlayacağım. Dün Yunus Emre Bulvarından geçtim, yine aynı manzara. Birkaç yıl önce de Elazığ’ın yegane caddesi Gazi Caddesinde aylarca devam eden, kötü trafiği daha da kötüleştiren, değişen ama aslında değişmeyen kaldırım taşları çilesini hatırlarız.
Kültür şehri Elazığ’ımızda sokaklarda neden bir sanat eserine rastlanmasın? Neyse ki yıllar önce yapılan ve yol yapımında kaldırılıp tartışılan tekrar bir kenara oturtulan çayda çıramızı temsil eden heykel var! Ama devamı neden gelmesin?
Mesela Eskişehir gıpta edilecek bir şehir. Sanat şehri olmuş. Şehrin temizliği ve ulaşımı tartışılamaz. Belediye sorunları çözmüş. Üniversite öğrencileri taşıma hususunda sıkıntı yaşamadıkları gibi konfor içerisinde ulaşımı sağlamaktadırlar.
Üniversite kampüsü ve şehir merkezinde Gazi Caddesi dahil sokak köpeklerini gruplar halinde görmek mümkün. Gece köpeklerin ulumalarından dolayı uyuyamayanlar sabahı baş ağrısıyla karşılıyorlar. Nitekim birkaç saldırı olayı da oldu. Bir türlü çözüm bulunamıyor.
Şehrin doğusu (Doğukent Mahallesi) ve batısı sayılabilecek Çayda çıra kavşağı arası sadece 10 km. Gelişmişlikle ilgili farkı da 10 katı. Hava temizliğinin, planlı yapılanmanın iyi olduğu bir mahalle yıllardır kendi kaderine terk edilmiş. Bazen makyaj anlamında göstermelik hizmet gelse de devamı gelmiyor. Oysa şehrin batısı Elazığ’a çok yaraşır olmasa dahi Doğu tarafıyla kıyaslanmayacak şekilde büyüyor. Bölge hastanesi kandırmacası ile uyutulan Elazığ’a yazık değil mi? Yok mu bu kadar yürekli bir bürokrasi “ Ey Elazığlılar Bölge Hastanesi bizim bu şehrimize ve size fazla geliyor” deyin de kurtulalım ve bir beklenti içerisinde artık olmayalım.
Ticaret anlamında Elazığ’ımız yine bilinçsiz mi desem, duyarsız mı desem, atalardan kalma karakter mi desem bilmiyorum. Mutlaka esnaflığı çok iyi yapan, inceliklerine dikkat eden çok değerli esnaflarımız vardır. Ancak, bazı esnaf var ki isim yapmıştır. Gider 300- 400 liralık yiyecek malzeme alırsınız doldurur poşete. Poşet yırtılacak gibi yedek 3 poşet istediğinizde yüzünüze öyle bir bakar ki… Sanki” fazla oldun” der gibi bir edayla altı üstü 3 poşeti sayarak elinize veren bir esnaf hakkında mecbur olmasam bir daha gitmem derim. Bu mu esnaflık? Bazı şehirlerde bu kadar tesadüf olur mu diyorum? Sırf ürün bakmak için giriyorsunuz farkına varmadan yüklü para bırakarak çıkıyorsunuz.
Marketlerde çalışanları kıyaslıyorum başka şehirler ile. Bazı marketlerde çalışanların sayıları az da olsa marketi kendi iş yerleri gibi benimsemişler. Bunlardan birisi Doğukent Mahallesindeki bir markette çalışan personel. Güler yüzlülükleri, marketteki duruşları, hizmetleri, müşteri ile iletişimleri biz tüketicileri oraya çekmeye yetiyor.
Aynı market zincirinin Bahçeli evlerdeki bir şubesinde almak istediğiniz kıvamda kıyma vermemek (adeta sadece size çok yağlı kıyma küllemek) için çalışan bir elemana ne demeli? Hani müşteri velinimet idi? Mağaza ya da marketlerde müşteri memnuniyetini ölçen form olsa ve çalışan için performans olarak değerlendirilirse hizmet kalitesi artabilir.
Komşu şehir Malatya’ya gidiyoruz esnafın ifadesi “müşterilerimizin çoğu Elazığ’dan” işte bu ifade Elazığ için üzücü değil mi?
Sanayiden nasiplenmeyen bir Elazığ var. Sorumluların kimler olduğu belli. Ama Elazığ kamuoyu hala uyuyor.
Uyan aziz Elazığ Uyan… Hakkını ara yoksa ileride çok ah vah edebilirsin!
Etiketler |
Yorumlar
Yorum Yapın !
Yorum yapmak için oturum açmalısınız.