Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

ÇOCUKLARIMIZ VE BİLGİSAYAR

07
Temmuz
2011

Teknolojik gelişmelerin cazibesi çocuk ve gençleri etkilemektedir. Bu teknolojilerin başında bilgisayar kullanımı, bilgisayarda oyun oynama ve çeşitli dijital araçlar gelmektedir. 4 yaşındaki çocuktan 70 yaşındaki insana kadar bilgisayar ortamında oyun oynayanların sayısı hiç de az değildir. Özellikle tatilin başladığı şu günlerde çocukları artık bilgisayar tutsağı olarak görmek mümkün! Arkadaşına veya piknik gibi açık alana giden 10 yaşındaki çocuğun dahi omuzunda laptop çantasının olması ebeveynleri gerçekten artık kaygılandırmaktadır.  

Anne babaların kararlaştıramadıkları bazen uzmanlara sordukları soru zinciri şöyle. Çocuklar kaç yaşında herhangi bir nedenden dolayı bilgisayarı kullanmalı? Günde ortalama kaç saat bilgisayar başında kalmalı? Bilgisayarı kullanmasını kontrol altına alabilmek için şifre konulmalı mı? Ödev yapma bahanesiyle bilgisayar başında saatlerce kalan çocuk acaba amacına ulaşabilmiş midir? Yemeğini dahi bilgisayar başında yiyen çocuğumu nasıl uzaklaştırabilirim? Sanal aleme adapte olan çocuğu nasıl gerçek hayata adapte edebilirim? Gibi soru zincirine yeni halkalar sürekli eklenmektedir.  Ödev yapmak için görselliğiyle, çabukluğuyla ön planda olan bilgisayarı kullanan öğrencilerin bir kısmı bilgileri sadece indirir, okumadan, hatta kes-kopyala- yapıştır yaparak ödev hazırlar. Böyle hazırlanan ödevin hiçbir faydası yoktur. Çocukluğumu düşünüyorum. Ödevlerde kullanabileceğimiz tek kaynak dergi ve ansiklopedilerdi. Her evde ansiklopedi yoktu. Özellikle Hayat Ansiklopedisi olan öğrenci ayrıcalıklıydı. Ansiklopediden aldığımız bilgileri olduğu gibi yazamazdık. Onu okur, yorumlar öyle yazardık. Dolayısıyla hafızalarda kalırdı.

Çok yararı olan bilgisayar yanlış kullanılırsa yarardan çok zarar vermeye başlar. Anne babaya bu anlamda da iş düşmektedir. Tatil oldu, bazen anneler çocuklarını oylamak için bilgisayarı rüşvet olarak sunmaktalar. Evde bakıcı ablalar için de zaten kurtuluş olmuştur bilgisaya . 4 yaşında okuryazar olmadan google.com gibi arama motorundan oyun arayıp bulup oynuyorsa bu çocuk takdir edilmekle birlikte düşündürücüdür.

Özellikle tatilin başladığı şu günlerde yaklaşık 3 ay gibi geçecek tatil sürecinde çocukları teknolojik yalnızlığa bırakmamak için bu anlamda daha çok dikkatli olmaları gerektiğini düşünüyorum.

 

İnsanlarda yasaklara karşı merak ve öğrenme içgüdüsü uyandığı için yasaklarla problem çözülemez. Yasak yerine bazı kurallar belirlenmeli ve bu kurallara ne kadar uyduğu izlenmeli. Özellikle anneleri ikna edeceğine inanan çocuk kurallara birkaç gün uyar, sonra o annesini kendi yolunda ikna eder! O nedenle aileler uygulamayacakları kuralları koymamalılar ve koydukları kuralın da arkasında durmalılar.

 

Çocuk yaşta uzun süre bilgisayar başında kalan çocuklarda göz kusurları, duruş bozuklukları, iskelet yapısının bozulması, kısmen radyosyona maruz kalma gibi sorunlar yaşanabilir.

 

Çocuk bilgisayarda oyun oynarken yarıda bırakıp “kalk ders çalış” dendiğinde o dersin çalışılmayacağını aile bilmeli. Amaç aynı ama taktikli davranarak “vaktin doluyor” gibi hatırlatıcı ifadeler kullanılmalı.

 

Çocukların kendi yeteneklerinin farkına varacakları etkinliklere yönlendirmeliyiz. Artık birçok yerleşim yerinde spor, müzik ve güzel sanatlar alanlarında çeşitli kuruluşlar tarafından kurslar verilmektedir. Ebeveynlerin çocukların yeteneklerini fark edip ona göre yönlendirmeleri güzel olanıdır. Bu tür etkinliklerin bireyi sosyalleştirdiği, hayata hazırladığını unutmamak gerekir.

 

Bilgiye hızlı bir şekilde ulaşabilmemizi sağlayan, iletişimimizi kolaylaştıran bilgisayarın düzgün ve kontrollü kullanımı, çocuklarımızın ve gençlerimizin teknolojinin bu önemli aracını işlevsel biçimde kullanabilmelerini sağlayacaktır. Anne-babaların da bu anlamda endişelenmelerini engelleyecektir.

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.