ENGELLİ KİMDİR?
- Kategori : 2012,Gazete Yazılarım,Mayıs
- Yorum Yok
- Ekleyen : Nurhayat VAROL
- Okunma :7.902 kez okundu
Engelli kimdir? Engellilik insanlığın ortak sorunudur. Fiziksel veya zihinsel bir sorunu nedeniyle hareketleri, fonksiyonları, duyuları kısıtlanan ya da işlevlerini hiç yerine getiremeyen bireylerdir. Engellilik genetik olabildiği için anne karnındayken engel şekillenebilir, doğum esnasında olabilir, sonradan geçirilen bir kaza sonucu olabilir, bir hastalık sonrası olabilir. Nedeni ne olursa olsun bir insanın kendi engeli ile baş başa kalması veya başkasının yardımına mahkûm olması, şüphesiz yaşamın zor evreleridir. Aile içerisinde engelli bir bireyin bulunması mutlaka ailenin bütün hayatını etkiler. Birçok ülkede manevi anlamda aynı sorun yaşanmaktadır. Ancak gelişmiş ülkelerin birçoğu bu sorunu da çözmüşlerdir.
Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de nüfusun yaklaşık yüzde 12.29’u yani 8.5 milyon kişi engelli. Bu oran içerisinde bayanların sayısı daha fazladır. Bu oran bayanlarda yüzde 13.45, erkeklerde ise yüzde 11.10 gibi orana sahipler. İç dünyalarında sorunları ile mücadele eden bu insanları belli günlerde anmak ne kadar yeterli olabilir! Örneğin 3 Aralık Dünya Engelliler Gününde çeşitli etkinlikler düzenlenir. Sosyal ya da kültürel etkinliklerle bir gün geçer. Yine 10-16 Mayıs tarihleri arasında Engelliler Haftası yaklaşık 156 ülkede gündeme gelmekte ve etkinlikler düzenlenmektedir.
Dünya Engelliler Haftası süresince engellilerin sorunları ve engelliliğin önlenmesi, onların eğitimleri vb konularda yayınlanır yapılır, paneller düzenlenir, engelli bireyler için sosyal etkinlikler düzenlenir. Onların bir kaç gün ya da bir kaç saat olsa dahi bulundukları ortamdan ayrılmaları mutluluk olur. Ancak ilgili hafta bitince unutulduklarını hissetmeleri acı bir duygu. Etkinlikleri sadece kurumların ya da Sivil Toplum Örgütlerinin düzenlemesi ne kadar doyurucu olabilir ki? Oysa bu görev vatandaşlık görevidir. Örneğin; Elazığ’da 2012 Dünya Engelliler Haftası bu yıl çok daha kapsamlı kutlandı, etkinlikler düzenlendi. Kurumlar üstlerine düşen görevleri yaptılar. Psikyatrist Dr. Ömer Deniz özellikle engelli birey ve okullarıyla yakından ilgilidir. Bu yıl bu hafta içerisinde bowling yarışmalarının yapılması için girişimlerde bulunuldu. Etkinlikler sadece bowling ile sınırlı tutulmadı. Birçok etkinliğe ev sahipliği yapan ve MisLand adıyla anılan yerde bütün sosyal etkinliklere açık yerler bu hafta için engelli bireylere, ilgili okullara ve ailelere tahsis edildi. İlde bulunan 6 engelli derneği üyeleri, vakıflar ve engelliler platform üyeleriyle geniş katılım sağlandı. Bu katılım bir hafta olsa dahi işletme sahiplerinin duyarlı olduklarının göstergesidir.
Engellilerin farkındalığına geç de olsa varıldı. 14 Ağustos 2010 günü Resmi Gazetede yayınlanan Yükseköğretim Kurumları Özürlüler Danışma ve Koordinasyon Yönetmeliğine göre yükseköğrenim gören özürlü öğrencilerin öğrenim hayatlarını kolaylaştırabilmek için gerekli akademik ortamın hazırlanmasını ve eğitim-öğretim süreçlerine tam katılımlarını sağlamak amacıyla Yükseköğretim Kurulunda bu anlamda merkezlerin kurulması gerekliliği çıktı. Takip eden süreçte üniversitelerde mutlaka ilgili bir birim kuruldu. Öğrenime başladıktan sonra engelli bireyin tespiti dahi zor iken şimdi bir çok üniversite kayıt sırasında ayrıca görevli bulundurarak tespit edebiliyorlar. Birimlerin engelliler için Temmuz 2012 tarihine kadar ulaşılabilir hale getirilmesi kararı alınmıştı. Bu yönetmeliğin tebliğinden sonra üniversitelerde ciddi çalışmalar başladı. Yeni yapılan binalara asansör bırakıldı, önceki binaların ancak bir kısmına asansör bırakılabildi. Rampalar kısmen yapılabildi. Bütün bunlar yeterli mi elbette hayır! Yenilenecek binalar için büyük meblağların lazım olduğu gerçek. Fiziksel ortamı kısa sürede oluşturmak maddi sıkıntılardan dolayı kolay olmayabilir.
8 Mayıs 2012 İnönü Üniversitesi ev sahipliğinde Engelli Merkezi Bölgesel toplantı yapıldı.Toplantımıza Engelsiz Üniversiteler Platformu Moderatöru Claire Özel katıldı. Deneyimlerini paylaştı. Engelli öğrenci ve engelli akademisyenlerin istekleri benzer idi. “Bize ayrıcalık tanımayın bize engelimizi en aza indirgeyecek ortam yaratın”, Akademisyen hocamızın sözlerini aynı aktarıyorum diyor ki “adını kibarlaştırmayın engelli demeyin bana ben körüm kör. Ben Bilkent mezunuyum KPDS’ye girdim (Kamu Personel Yabancı Dil Sınavı). Kör olduğum için bana bir görevli vermişler, adam metni okuyor ama öyle okuyor ki nerdeyse yazıldığı gibi okuyor hiç anlaşılmıyor, İngilizce tahsil yaptığım halde anlayamadım. Olmaz yahu bu kadar da değersiz değiliz” gibi bir hayli serzenişte bulundu. Kendisiyle o kadar barışık ki her konuda kendisiyle ilgili bir bölüm yakalıyor. “10 Gün sonra kör halimle Avrupa’ya gidip gezeceğim bana anlattıklarıyla canlandırırım” diyerek bulunduğu ortamda pozitif enerji saçıyordu. Çok az engellide karşılaştığımız bir tablo idi. Yine Ege Üniversitesinden görme engelli bir öğrencinin “biz engelli değiliz, engel SİZ olmayınız” diye haykırdığını ve onları sonra örneklerle anlattığını unutmak mümkün değil!
Her sağlıklı bireyin bir engelli aday olduğunu unutmamamız gerekir. Engel sadece doğuştan değil ummadık bir kaza sonucu engelli grubuna geçenlerin sayısı oldukça fazladır. Dünya Engelliler Haftasında tüm duyarlı camianın özel günlerini kutluyor, yaşamlarında mutluluk ve kolaylıklar diliyorum. Engelsiz yarınlar dileklerimle.
Etiketler |
Yorumlar
Yorum Yapın !
Yorum yapmak için oturum açmalısınız.