SİİRT KÜLTÜR KURULTAYININ İLK TOPLANTISI
- Kategori : 2008,Gazete Yazılarım,Şubat
- Yorum Yok
- Ekleyen : Nurhayat VAROL
- Okunma :1.428 kez okundu
Siirt Kültür Kurultayı çalışmalarının ilk toplantısı, 8-10 Şubat 2008 tarihleri arasında Siirt’te yapıldı. Siirt Valiliği, Siirt Üniversitesi, Siirt Belediyesi ve SİSKAV (Siirt İli Kalkınma ve Kültür Vakfı) işbirliği ile yürtülen çalışmalarda ben de bir komisyonda görev almış bulunuyorum. Komisyon üyesi olarak amacımız, Siirt ve yöresinin kültürel değerlerini saptayıp bu varlıkların gelecek nesillere aktarımını sağlayacak eserler yazmaktır.
Kültür kurultayı çalışmalarına katkı sağlamak için Marmara, Ankara, İnönü, Muğla Üniversitelerinden davet edilmiş öğretim üyeleri ile Siirt Üniversitesi’nden seçilen komisyon üyelerinin katıldıkları toplantıda, önemli tartışmalar yaşandı. Vali Sayın Necati Şentürk’ün panel başkanlığını yaptığı ve Belediye Başkanı Mervan Gül’ün, Siirt Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Asaf Varol’un, Prof. Dr. Ahmet Turan Arslan’ın, Prof. Dr. Nusrettin Boleli’nin, Prof. Dr. Mehmet Akkuş’un ve Prof. Dr. Salim Cöhçe’nin panelist olarak katıldıkları oturumda hareketli tartışmalar yaşandı.
Gazeteci Cumhur Kılıçoğlu, Kurultay çalışmalarında Belediye Başkanlığının yer almamasına gönül koyduğunu belirterek başladığı konuşmasına, 1961 yılında Siirt’te Şiir Akşamları etkinliğinin düzenlendiğini ve Avusturalya yerlilerinin (Aborjinler) kültürlerinden bahsetti. Prof. Dr. Salim Cöhçe’nin “Uygarlık Tarihi” ile ilgili yazılan bazı eserlerin “Ne idiğü belirsiz” nitelemesini doğru bulmadığını ve bu eserleri küçümsemesini eleştirdi. Diğer taraftan İbrahim Hakkı Hz’lerinin Marifetnamesinin Sorbonne’de Fransızca’ya zaten tercüme edildiğini belirtti.
Soruların muhatabı Prof. Dr. Salim Cöhçe konuyla ilgili verdiği cevapta, hiçbir eseri küçümsemediğini, ancak “Uygarlık tarihi” ile ilgili yazdırılan bir eserin yanlışlıklar dolu olduğunu, hatta bu yüzden söz konusu eserin okutulmasına son verildiğini aktardı. Aborjinlerin ilkel bir kabile olduklarını, yazılı bir kültürlerinin dahi bulunmadığını, aborjinlerin söz konusu edilmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi. Türkiye’de en çok uzmanlık alanı olmadığı halde ahkam kesilen alanların başında Tarih ve Türk Dili sahalarının geldiğini belirten Prof. Cöhçe, bu gibi insanların yeterli bilgi ve düşünceye sahip olmadıkları için de tarihi veya dili yanlış yorumlayabildiklerini belirtti. Bilim adamlarının şüpheci, araştırmacı olması gerektiğini bu nedenle de kendisinin her olaya şüphe ile yaklaştığını söyledi. Marifetnamenin sadece astronomi ve tıp bölümlerinin Fransızca’ya tercüme edildiğini, diğer kısımlarının Fransızca’ya tercüme edilmediğini vurguladı.
Bence panellerin en güzel yanı olan tartışmalar; doğru ve yanlışların tartışıldığı, katılımcıların bilgilendirildiği, bilgi paylaşımının yapıldığı kısımdır. Bu tür karşılıklı tartışmaların olması, yapılacak Kültür Kurultayının kalitesini artırır. Daha ilk toplantıda bu durum fark edildi. Biz katılımcıların birçoğu bu konu hakkında da aydınlandık. Komisyon üyeleri olarak herkes üzerine düşeni yaparsa, çok özgün ve yararlı eserlerin ortaya çıkacağı muhakkaktır.
Etiketler |
Yorumlar
Yorum Yapın !
Yorum yapmak için oturum açmalısınız.