DEĞERLER VE ETİK
- Kategori : 2008,Gazete Yazılarım,Nisan
- Yorum Yok
- Ekleyen : Nurhayat VAROL
- Okunma :4.506 kez okundu
Toplumların kültürlerine ve inançlarına bağlı olarak değerleri farklılıklar gösterebilir. Ancak değerlerin bir çoğu evrenseldir ve bütün ülkelerde geçerli olan ortak özellikler taşırlar. Yaşantımızda farkında olmadan ya da bilerek çeşitli değerlendirmeler yaparız. İlkeler ve ölçütler bireyden bireye çeşitlilik gösterebilir. Eğitim sistemimizde birçok problemler yaşanmaktadır. Bu problemlerin kaynağında değer ve etik önemli unsurlar olarak karşımıza çıkarlar.
Çocuklar ailelerinden aldıkları eğitim ve görgüye bağlı olarak çeşitli değerlere sahip olurlar. Çocuklar genellikle annelerini taklit ederler ve çocukken ailelerinden gördükleri ile olgunlaşırılar. Bu yüzden aile ile başlayan eğitim sürecinde aileler öncelikle çocuklarına örnek olmalıdırlar. Anne ve baba asla çocuklarına yalan söylememeli, çocuklarına dürüst davranmalı ve örnek kişilik sergilemelidir. Aile içerisinde herkes birbirine örnektir. Ve coğu zamanda çocuk ailenin aynasıdır.
Çocuklarım küçük olduklarında hem ev işleri hem de öğretmenlik mesleğimi icra ediyordum. Çalıştığım için çocuklarım kreşe gitmek zorundalardı. Küçük oğlum kreşe gitmekten hiç hoşlanmazdı ve her sabah kreşe gitmemek için direnirdi. Ama gitmek zorundaydı. Ve ben oğlumu kreşe bırakıyordum. Kreşin hemen bitişiğinde kantin bulunuyordu. Bazen onun ağlayarak yol almamsı için istemeyerek de olsa oğlumu kreşe bırakmak için “Gel kantine gidelim, sana çikolata alayım” derdim. Evden çıkmadan önce kreş öğretmenini arıyarak durumu kendisine bildiriyordum ve biz kantine varmadan öğretmeni bizi karşılayıp “oğlumu karşılamaya geldim. Çünkü oyunu başlatacağız seni bekliyoruz” vb benzeri gerekçelerle bizi karşılıyordu. Ben de oğlumu oyaladığımı sanıyordum.! Oğlum nihayet ilköğretime başladı. Ve çoğu anne gibi bir gün nasihat veriyordum. Sonuç ne olursa olsun dürüst olunması, asla yalan söylenmemesi konusunda konuştum. Oğlum bana dönerek “Anne, anneler hiç yalan söyler mi? dediğinde hemen verdiğim cevap “Hayır oğlum hiç anneler de çocuklar da yalan söylemezler bazen şaka yaparlar” diyerek aklım sıra bir acık pencere bırakmıştım. Yeni okulla tanışan oğlum “Anne, ben kreşe gittiğim zaman sen bana yalan söylüyordun kantine götüreceğim diyordun ama beni kreşe bırakıyordun” dediğinde şok olmuş ve yüzümün kızardığını, yanaklarımda ortaya çıkan sıcaklıktan anlıyordum. Oğlum haklı idi ve ben gerçekten bu konuda kendisine karşı dürüst davranmamıştım. Oysa öğretmeniyle işbirliği içerisinde idare ettiğimizi sanmıştım.
Aileler olarak çocuk yetiştirmede bazen arzu edilen ya da mükemmel hayali kurulan seviyede olamıyoruz.Hayatın zor şartlarına uyum sağlamak, aile ekonomisine katkı sağlamak ve en önemlisi de ekonomik bağımsızlık sağlamak amacıyla, çocuklarımızı bazen ihmal edebiliyoruz ve farkında olmadan yanlış taktikler uyguluyoruz. Dürüst davranmadığımızı gören çocuklarımız da bizlerden edindikleri olumsuz davranışları ileride taklit edebiliyorlar.
Eğitimciler olarak etik davranıyor muyuz? Bir profesör hoca, “Ben etik dersleri vermeye başladıktan sonra kendi mi daha da sorgular oldum” sözleri kulaklarımı çınlatıyor. Eğitim süreci içerisinde örneğin derse zamanında girmiyorsak ya da ders süresince eğitim dışı söylemlerle vakit geçiriyorsak, etik davrandığımız söylenebilir mi? Öğrenciye not verirken tam tarafsız olamıyorsak, şayet kayırmacılık yapıyorsak, yetiştirdiğimiz kişilerden etik olmalarını beklemek hakkımız olabilir mi?
Etik kavramları evrenseldir ve her bireyin kendine özgü etik kuralları olmamalıdır. Örneğin kendimize göre etik saydığımız bir olay, bir başkası tarafından icra edildiğinde o kişiyi eleştiriyorsak, demek ki kendimize uygun etik kavramlar türetmişiz. Eğitim alanında Türkiye’de birçok etik ihlali yapılıyor. Köklü değişikler yaparak, eğitim alanındaki etiksel olmayan davranışlardan arınmanın yollarını aramalı, eğitimin her kademesine etik bağlamında dersler konularak, toplum dürüstlüğe yönlendirilmelidir.
Etiketler |
Yorumlar
Yorum Yapın !
Yorum yapmak için oturum açmalısınız.