Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ GÜNÜ

03
Mayıs
2010

Basın özgürlüğü denildiğinde, kişilik hak ve hürriyetlerine saygılı, toplumun haber alma gereksinimlerini yerine getirirken ön yargıdan uzak ve tarafsız davranılan, medya patronlarının güdümünde olmayan, yayıncılık anlayışı kastedilmektedir. Dünyanın birçok ülkesinde basının özgür olduğunu söylemek zordur. Özgür davranış sergileyen basın mensuplarının bir kısmı da, bu mücadelelerini hayatlarıyla ödeyebildiklerini görüyoruz.  

Türkiye’de taraflı medya kuruluşları vardır ve bu kuruluşlar yayınları ile halkı çoğu zaman yanıltabilmektedirler. Televizyon kanalları ve radyo istasyonları arasında gezinirken, aynı konuda verilen haberlerin çok farklı olabildiğine şahit oluyoruz. Bir konu hakkında bilgi sahibi olmak amacıyla sadece bir tarafa mensup kanal ve istasyonlarda dolaşmak yerine, karşı tarafın da haberlerini dinlerim. Çünkü olayların gerçeğini öğrenebilmek için tarafların karşılıklı haber ve yorumlarını dinlemek gerekir diye düşünüyorum.

Bazı medya kuruluşlarının yaptıkları yayınların arkasında başka emellerinin olduğunu görürüz. Politik düşüncelerini yaygınlaştırmak ve taraf toplamak için çok acımazsızca ve iftira seviyesine varan yayınlarla karşılaşabilmekteyiz. Medya kuruluşlarının birçoğunda ise servetlerine servet katma amaçları vardır. Bunu sağlamak için de ellerindeki medya araçlarını şantaj aleti olarak kullanmak isteyenlere rastlayabiliyoruz.

Ülkemizde yalan yanlış yapılan bazı haberler sonrasında sonu felaketle bitebilen olaylar yaşanmıştır. Cana kıyıldıktan sonra gerçeğin anlaşılmış olması da ölen kişi geri getirmemekte, geride aile fertleri ve dostları üzüntü ve kederli günlerle yüreklerinin bir ömür boyu sızlamasına neden olunabilmektedir.

Diğer taraftan basın mensuplarının bir kısmı da yazdıkları gerçek olaylar yüzünden tehdit edilebilmekte, fiili hakarete maruz kalabilmekte, hatta yazdığı haber yüzünden canından olabilmektedir. Özellikle sıcak savaş meydanlarında gazetecilerin, muhabirlerin, kameramanların ve iletişim alanında görev yapan diğer insanların katledildiği olaylarla karşılaşabilmekteyiz.

Siirt’te de bazı basın mensuplarının yaptıkları haberler yüzünden darp edildiklerini biliyoruz. Haberler gerçeği yansıtsa da basın özgürlüğünü dinleyen yok. Hakkında haber yapılan kişiler, mahkeme yolu ile haklarını aramak yerine, haberi yapanı dövdürmeyi tercih edebiliyorlar. Ayakların kurşun sıkılan, yüzü gözü kan revan içerisinde kalan bazı medya çalışanlarını görüyoruz. Bu olaylar Türkiye’de basının genelde tarafsız davranmadığını, diğer taraftan da basın özgürlüğü yeterince sağlanamadığı için korkularından bazı gazetecilerin gerçekleri yazmaktan imtina ettiklerini görüyoruz.

Her yıl 3 Mayıs basın özgürlüğü günü olarak kutlanmaktadır. Uluslararası basın kuruluşlarının verilerinde Türkiye’nin basın özgürlüğüne saygı açısından 175 ülke arasında 127 inci sırada gösterilmektedir. Bu sıralama, Türkiye’de basın özgürlüğünün çok kötü durumda olduğunu göstermektedir. Basın mensupları hür ve özgür çalışabilmelidir. Ancak bu görevlerini yerine getirirken de kalemlerini

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.