ÇÖK ABİ
- Kategori : 2010,Gazete Yazılarım,Kasım
- Yorum Yok
- Ekleyen : Nurhayat VAROL
- Okunma :1.479 kez okundu
Çeşitli toplantılara katılmak üzere bazen büyük şehirlere giderim. Büyük şehirlerde yabancı olmanız, semt ve adresleri bilmemeniz büyük sıkıntılar doğurabilmektedir. Taksi, belediye otobüsü veya dolmuş ile seyahat ederken de gına gelebilirsiniz. Çünkü taşıma araçları özellikle mesai başlangıcı ve mesai dağılma saatlerinde tıklım tıklım oluyor ve trafik tıkanması yüzünden toplantınıza yetişmeniz mümkün olmayabiliyor.
Kurum adına bazı toplantılara katılmak maddi-manevi sizi etkileyebiliyor. Çünkü devlet memurlarına verilen yolluk ve gündelikler, gerçek gideri karşılayacak seviyelerden çok uzak. Size verilen gündelik ile hem konaklama ücretini ödemek hem de yeme içmenizi sağlamak durumundasınız. En düşük bir otelin geceliği belli! Diğer taraftan büyük şehirlerdeki öğretmen evlerinin fiyatları da otelleri aratmayacak seviyelerde!
Kamu kurumlarında çalışan personel bu nedenle mecbur kalmadıkça kamu adına toplantılara katılmak istemiyor. Çünkü aldığı harcırah yeme-içmesini dahi karşılayacak düzeyde değil. Hele bir de üniversitede çalışıyorsanız görevlendirme yüzünden derslerinizi yapamadığınız için ders ücretleriniz de kesilebiliyor.
Üniversite bünyesinde faaliyetlerini sürdüren bazı merkezlerde zaman zaman görevler aldım ve merkezin diğer illerde yapılan toplantılarına katıldım. Toplantılarımız genellikle Ankara, İstanbul ya da İzmir’de oluyor. Yani büyük iller ve trafik yoğunluğu söz konusu. 2-3 saatlik bir toplantıya katılmak için bazen 3 gününüz gidiyor. Ulaşım yüzünden toplantıdan bir gün önce gitmek zorunda kalabiliyorsunuz. Toplantıdan bir gün sonra da ancak dönebiliyorsunuz.
Toplantıya yetişmek için geçenlerde tıklım tıklım dolu bir minibüse binmek zorunda kaldım. Ayakta zor yer bulabildim. Bir süre ilerledikten sonra şoför “Çökün” dedi. Anlamadım ve ayakta durmaya devam ettim. Ama diğer ayakta duranların birçoğunun çömeldiğini gördüm. Şoför tekrar “Trafik lambalarını geçinceye kadar çökün!” diye ikinci kez ikaz etti. Tabi ben zaten dizlerimin üzerine çökmekte zorluk çekiyorum. Aldırmadım, diğer herkes çökmüştü. Yanımda çökmüş diğer bir müşteri beni dürterek “Çöksene” deyince, “Sana ne oluyor, diye tepki gösterdim”. Adam “Çöksene bak ileride trafik polisi var” deyince gayri ihtiyari biraz eğildim. Büyük şehirlerde artık minibüslere binen vatandaş dahi şoförü koruyor ve şoförün sözcülüğünü yapıyor. Ekmek parasını dolmuştan kazanan sürücünün haklarını korumak hatta birkaç kuruş kazanması için bazı fedakarlığa katlanmak zorunda kendilerini hissedenler ve bu duyarlılıkta olanlar çoktur. Bu iyi niyet sürücü tarafından suistimal edilmektedir. Oysa vatandaşın minibüse koyun gibi istiflenmiş olmalarına aldırmıyor. Bir kaza olursa başına nelerin gelebileceğini umursamıyor. Hani şu düşünülebilir. Madem minibüslerin kalabalık olmasından memnun değilseniz o zaman binmeyin! Fakat gelen minibüslerin hepsi dolu ve eğer boş bir minibüs beklerseniz saatler kaybedersiniz ve toplantıya da yetişemezsiniz.
Taksiye binmek de maddi açıdan sıkıntı. Verilen harcırah ile karnınızı doyuramazken, bir de ekstra taksi parası vermek memurun işine asla gelmez. Kaldı ki görevlendirmeniz kurum adına. Kendi işiniz için koşturmuyorsunuz ki!
Bu manzarayı gördüğümde küçük şehirlerde trafiğin yoğun olmadığı bölgelerde çalışmanın avantajlarını daha iyi anladım. Siirt’te kamu kurumları ile gidilecek mesafeler birbirine yakın ya da minibüslerde oturarak seyahat etmek mümkün. Büyük şehirlerde minibüslerin ve halk otobüslerinin trafik ihlalleri, araca insanları istiflemeleri artık normal yaşantı biçimi olmuş. O araçlara binen vatandaşlar da şoförün sözcülüğünü kendilerine vazife etmiş. Eminim ki orada eğilmeseydim, birçok vatandaştan azar işitecektim. Belki biraz ilerde de şoför durup beni araçtan indirecekti.
Trafik polislerinin aşırı yolcu alan araçlara kanun gereği ceza kesmeli ve vatandaşın insanca oturarak seyahat etmesini sağlamalı. Devlet memurlarını da kurum adına görevlendirilmelerinde uygulamakta olan harcırah kanunu gözden geçirilerek, harcırahlar artırılmalı. Yoksa birçok memurun yaptığı gibi il dışı görevlerden kaçmak için memurların bahane uydurmaları günden güne artacak ve kurum ileride görevlendirecek memur bulamayacak duruma gelebilir.
Etiketler |
Yorumlar
Yorum Yapın !
Yorum yapmak için oturum açmalısınız.