DEPREM OLACAK!
- Kategori : 2010,Gazete Yazılarım,Mart
- Yorum Yok
- Ekleyen : Nurhayat VAROL
- Okunma :1.310 kez okundu
11 Mart’ta Elazığ Karakoçan’ın Okçular köyü civarında meydana gelen deprem sonrasında maalesef 42 vatandaşımızı kaybettik. Aslında deprem Richter ölçeğine göre 6 şiddetinde idi. Yani büyük bir deprem sayılmazdı. Gelişmiş ülkelerde bu civardaki bir depremde ölüm olmazken, bizde kayıpların olmasının nedeni, yapıların özelliğindendir. Kerpiç evlerin mukavemetini tartışmak bile yersizdir. Çünkü çamur ile samanı katıp kerpiçleri kesmek ve güneş önünde kurutmak ve bunları duvar olarak örmüş olmak, sağlam olabilir mi?
Yöremizde köylerde eski yapıların birçoğu kerpiçtir. Köylerde yeni yapılan binalar betonarme ve tuğla ile örülmektedir. Dikkat edilirse Karakoçan’da meydana gelen deprem sonrasında betonarme binalara hiçbir zarar gelmedi. O tür binalar sapasağlam yerlerinde duruyorlar.
Elazığ aslında fayların kesişme noktası gibi. Zaman zaman televizyonda haritaları görünce ürküyorum. Bir de Elazığ 2 inci deprem bölgesi olarak geçmiş. Acaba birinci deprem bölgesi nasıl oluyor ki? Türkiye deprem haritasının yeniden çizilmesi gerektiği düşüncesindeyim.
Elazığ sallanmaya devam ediyor. Birinci depremin ardından bu defa da 24 Mart’ta Palu ilçesinde deprem oldu. Bu defaki 5.1 şiddetinde olduğu açıklandı. Can kaybı olmadı, sadece önceki depremde çatlayan bazı binalar yıkılmış.
Deprem olduktan sonra birçok bilim adamı televizyonlara çıkmakta ve görüşlerini dile getirmektedir. Hoşumuza gitmeyen konuşmaları dinledikçe, depremden daha da korkar olduk. Aslında bizi öldüren deprem değil, binaların çürük oluşudur. Yoksa Japonya sürekli daha şiddetli sallanıyor. Japonya’da deprem artık vatandaşın günlük yaşamının bir parçası haline gelmiş.
Palu depremi sonrasında Kütahya Dumlupınar Üniversitesi öğretim üyesi bir hocanın söylemleri Elazığ yerel televizyonunda yayımlandı. Bu hocamız 29.03.2010 pazartesi gününe kadar yörede bir deprem olabilir türünden bir şeyler söyledi. Kendisine göre de bir teori geliştirmiş! Jupiter-ay-dünya arasındaki yer çekimi nedeniyle deprem olacağından bahsediyordu. Bu öğretim üyesi daha önceden de Fırat Üniversitesi’nde görev yapıyordu. Yıllar önce Niksar’da deprem olacak diye basına demeçler verdi, deprem tarihi söyledi ve hatta şiddetinin ne olacağını dahi belirtti. Yaz ayında Niksar’dan kaçan kaçana. Ama deprem olmadı.
Elazığ’ın Doğukent mahallesinde binalar betonarme ve genelde dubleks olduğu için daha sağlam olduğu görüşü dile getiriliyor. Öğretim üyesinin pazara kadar “deprem olacak!” söylemleri halkı tedirgin etmeye yetti. Geçtiğimiz hafta Doğukent mahallesinde tanıdıkları olanlar, yatıya bu mahalleye taşındılar. Bir bayan şehir merkezinde olan çok katlı binanın boşlatıldığını ve herkesin bir yerlere gittiğini söylediğinde, önceki Niksar olayı aklıma geldi.
Bilim insanlarının halkı tedirgin etmemeleri gerekir. Varsayımlardan hareket edildiğinde, vatandaş panikliyor. Hele bir de bu tür söylemleri profesörler söyleyince, inananların sayısı daha da artıyor. Bu şekilde halkı tedirgin edenlere karşı acaba dava açanlar oluyor mu bilemiyorum. Ama meydanı da bu tür yanıltıcı haberleri verenlere bırakmamak gerekir diye düşünüyorum.
Etiketler |
Yorumlar
Yorum Yapın !
Yorum yapmak için oturum açmalısınız.