KÜLTÜR FARKLILIĞI
- Kategori : 2011,Eylül,Gazete Yazılarım
- Yorum Yok
- Ekleyen : Nurhayat VAROL
- Okunma :4.173 kez okundu
İletişimin engellerinden birisi toplumlardaki kültür farklılığıdır. Kendi ülkemizde dahi doğu, batı, kuzey ve güneyin kendilerine özgü farklı gelenek ve görenekleri vardır. Özellikle sık yer değiştiren insanlarımız gittikleri yere uyum sağlamak için çaba sarf ederler, hatta öğrenmek isterler. Bir insanda aradığım vefa vasfı herkes için sanırım çok önemlidir. Yaşam koşulları nedeniyle gittiğimiz yerlerde arkadaşlar ediniriz. Bazıları için arkadaşlık dostluğa dönüşür. Yıllar geçer dostluğun bıraktığı iz silinmez. Gerçek anlamda dost edinmek için fiziki anlamda sürekli aynı yerde olmak gerekmez. Gönül beraberliği saygı sevgi çerçevesinde devam ettiği sürece, bazen dostunuzu size kan beraberliği taşıdığınız kişiden daha yakın hissedebilirsiniz.
Batılılaşan toplumumuzda bazı öz değerler kayıp olmaya yüz tutsa da insani değerleri yürütmeye çalışan ailelerin varlığı sevindiricidir. “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı” sözü ne kadar anlamlı. Bu mantıkla büyüdük ve bu mantıkla çocuk yetiştireceğiz. Aradan yıllar geçse, bir arkadaşımız bizi ararsa sanırım mutlu olmayacak insan çıkmaz, coşkuyla konuşur ve mutluluğumuzu dile getiririz. Arkadaşımızın sesini özler onu ararız.
Amerika bireysel yaşamın daha çok hissedildiği bir ülke. En son bir anımı sizinle paylaşmak istedim. 7 yıl önce çocuklarımız için Amerika’nın Morgantown kentinde bir ev kiralamıştık. Kendisi 78 yaşında ve çok titiz bir insandı. Evi temiz teslim ettiğini sanıyordu. İki üç gün aralıklı gelir evine bakardı. Eve girdiğinde eşyaların çok parladığını ve güzel koku geldiğini, nasıl temizlediğimi sorardı. Ayın 1’i olunca akşama kalmaz gelir kira için hazırladığımız çeki alırdı. Bir odası fazla bir evi boşaldığında, o eve taşınmak isteyip istemediğimizi sordu. Sizden çok memnunum gibi sözler ediyordu. Evi iki oğlumuz adına tuttuğumuz için biz gittiğimizde ev sahibinin izini olmalı idi ilk anlaşmada. Ama bizi tanıyınca bana sık sık sen istediğin zaman gel ve istediğin kadar kal diyerek kendince beni ödüllendiriyordu. Her fırsatta çocuklarınız çok terbiyeli derdi bize. Çünkü Amerikalı öğrenciler çok sık ev partileri yaparak çevreye rahatsızlık vermektedirler. Bizim çocuklarımız oldukça sessizlerdi. Bazen Türkiye’den hediyeler götürürdüm. 15 gün önce yine aynı şehre gittiğimizde eski ev sahibimizi ziyaret etmek istedik. Bakmak zorunda olduğu eşi vardı, yaşlılardı. Hem biz görmüş oluruz hem de onlar çok yalnızlar mutlu olacaklarını düşünmüştük. Evlerinin önüne kadar gittik, eşim telefon açtı kim olduğunu hatırlayıp hatırlamadığını sorduğunda 85 yaşındaki amca bütün detayı ile hatırladı. “Siz çok iyi kiracıydınız, kiramı her zaman gününde verdiniz, evimi temiz tuttunuz, iki oğlun çok iyi çocuklardı hatırladım tabii” dedi. Eşim uygunlarsa kapıdan da olsa kendilerini ziyaret amaçlı görmek istediğimizi sorduğunda çok ilginç bir cevap aldık. “ Benim kiralık evim yok hepsi dolu anlamadım beni neden ziyaret etmek istiyorsunuz” İşte bizim yaptığımızda “yeni köye yeni adet” idi. Alışık olmadıkları durum. Oysa bizde özellikle yaşlılar kapının sesiyle mutlu olurlar.
Toplum olarak ne kadar iyi ev sahipliği yaptığımız bilinmektedir. Amerika’da yemek kültürü çok zayıftır. Misafirler genelde restaurantlarda ağırlanır. Birkaç gün önce bir Amerikalı aile bizi akşama yemeğine davet ettiğinde oğlum bizi uyardı. “Burada sizi davet etmesi demek sizin yemek paranızı ödeyeceği anlamını taşımaz. Herkes kendisi de ödeyebilir” dedi. Yemekten sonra biz de para vermeye davrandıysak da ev sahipliğini yaptı. Bir başka Amerikalı yine davet ettiğinde davet telefonunda “sizi davet ediyorum yemek ücretlerini ben ödeyeceğim” diyerek şüpheli durum bırakmadı!
Komşuluk olayı yok denecek kadar az. Selamlaşma dışında paylaşım olamamakta. Evlerin bahçeleri arasında sınır belirleyen duvar ya da çit yoktur. Bahçeler oldukça bakımlı, düzgündür. Ancak o kadar emek verilen bahçeler boştur, dışarıda oturma alışkanlıkları yoktur. Okulları çevreleyen duvar yoktur. Öğrenciler teneffüse çıkmaz sadece sınıf değiştirirler. Oysa bizde komşuda pişen bizde düşer misali paylaşım vardır. Bahçelerde hareketlilik vardır.
Yukarıda anlattıklarım, ülkemizdeki gelenek ve göreneklerimizin ne kadar ulvi olduğunu göstermeye yetmez mi? İnsani değerlerimizi sürdürmek için hepimize önemli sorumluluklar düşer. Aksi takdirde bizlerin de ileride batılı ülke vatandaşlarından bir farkımız kalmamış olur.
Etiketler |
Yorumlar
Yorum Yapın !
Yorum yapmak için oturum açmalısınız.