Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

COVID 19 DEĞİŞEN BAYRAMLARI YİNE DEĞİŞTİRDİ

27
Mayıs
2020

Dini bayramlar; manevi duygularının yoğunlaştığı, insanların sevgi ve saygı ile birbirlerine yaklaştığı, dargınların barıştığı, toplumsal yardımlaşmanın yapıldığı kutsal günlerdir. Her dini bayramımız ayrı bir güzelliktir. Şu günlerde mübarek Ramazan bayramını hep birlikte idrak ediyoruz. Her toplumun kendilerine özgü dini bayramları vardır. Ortak çıktı şudur. Dini bayramlarda toplum dayanışma sürecine girer. Karınca kararınca insanlar birbirine yardım etmek için çabalar. Saygı ve sevgi temelinde insanların fiziken bir araya gelmelerini sağlayan ya da hatırlanıp aranmalarına vesile dini bayramlarımızdır.

Farklı dinlerde yine dini bayram heyecanı yaşanır. Yabancıların dini bayramlarında yurt dışında birkaç yıl farklı eyaletlerde bulunmuştum. Tanıştığımız aileler bayramlarını nasıl kutladıklarını görmemiz ve o anı yaşamamız için evlerine davet etmişlerdi. Onlarda gördüğüm, aile bireylerinin bir araya gelerek özel bir akşam yemeğini birlikte yemeleriydi. Diğer eş-dostları da tebrik kartları ile birbirlerinin bayramlarını kutlamaktadırlar.

>> Devamını okuyun

UNUTULMASI MÜMKÜN OLAYAN MADEN FACİASI: SOMA

20
Mayıs
2020

13 Mayıs 2014 Salı günü akşama doğru televizyon kanallarında Soma’da maden ocağı kazası haberi verilince tedirgin, daha doğrusu korkulu saatler başlamıştı.

Tarihe kara bir gün olarak geçecek olan kömür karası gibi kara gün nasıl unutulsun? Değil ülkemiz, bütün dünya Soma’ya odaklanmıştı. Biz televizyon ekranlarına kilitlenmiştik. Kaç kişi kurtarılabilecek diye. Yerin metrelerce altına ekmeğini bulmak için inen ancak, orada hayatını bırakanlar için dışarıda umutsuzca ama yine de yüreğinde bir parça umutla bekleyenler evlatlarına, kardeşlerine, babalarına ağlıyordu.

Olay günü sabaha kadar uyku tutmamıştı, haber televizyon kanallarını gezerken bir yandan da ölü sayısının artmaması için dua ediyordum. 

>> Devamını okuyun

BABAMA ÖZLEM

13
Mayıs
2020

Mayıs ayını sevmeyen yoktur sanırım. Doğa’nın en güzel hali, toprağın uyandığı, insanların dağda, kırda, bayırda çiçeklere, böceklere hayranlıkla baktığı, çocukların hafta sonları piknik alanlarında neşe dolu görüntülerinin olduğu ve cıvıl cıvıl işitilen sesleri, güllerin dallarında tomurcuk görüntüleri, kışın yükünün silkelendiği ay işte Mayıs ayı.

Mayıs ayını ben daha çok severim çünkü evimize bahar güneşini taşıyan canparem oğlum Serkan’ımın doğum günü yine Mayıs ayında.

Mevsimsel alerjime rağmen Mayıs ayını severim. Yaşam sevinci sarar. Ancak Mayıs ayı yakın kayıplarımızın adeta yaprak dökümünün olduğu ay oldu. Şimdi duygularım karmaşık. 8 yıl önce Mayıs ayını çok seven, kayınvalidemi Mayıs ayı sonunda toprağa verdik.

>> Devamını okuyun

ÖZGÜRLÜĞE KOŞARKEN HÜSRANA UĞRAMAYALIM

06
Mayıs
2020

Halen korona virüs endişesi ile yaşıyoruz. Herkes birbirine mesafeli durmak zorunda kaldı. Elimiz yüzümüze yabancı, organlarımız birbirinden korkar oldu.

16 Mart tarihinden itibaren alınan bazı önlemler ile birlikte bilinçli insanlar önlem amaçlı uygulanan kısıtlamalardan önce zaten kendi önlemlerini alarak kısıtlamaya gittiler. Dış teması kestikleri gibi aile içerisi sosyal mesafeye de dikkat ettiler.

65 yaş üstü insanların 45 gün kapalı alanda kalmaları birçok insan için elbette kolay olmadı. Evlerinde uğraşı bulamayanlar belki dört duvar arasında kalanlar için oldukça sıkıcıydı. Ancak evde kalmayı fırsata çevirenler, belki evlerinde bunalmadılar. Elbette sıkılanlara da hak vermemek mümkün değil. Yaşam koşulları, barındıkları evler, ekonomik sıkıntılar, kültürel durum, evlerindeki yalnızlıklar, bazı belirsizlikler, kültürel yapı gibi bazı etkenler sıkılmayı daha da tetikleyebilir.  Ancak zorunlu olarak evde kalmak zorunda olduğumuzun bilincinde olmamız gerekiyor.

>> Devamını okuyun

CORONA’YI BİZE UNUTTUR ALLAH’IM

29
Nisan
2020

Korona korona neler yaptın sen. Gözle görülmez virüs olarak taaaa Çin’de doğdun. Bütün Dünyayı esir aldın. Kim derdi ki bütün dünyada yaşayan insanlar aynı zamanda evlerine kapanmak zorunda kalacaklar, kim inanırdı? Tıp ve teknolojinin ilerlediği çağdayız virüs bu kadar etkili olamaz, sarmaz derdik, ama Dünyayı öyle bir sarmaladı ki artık aile bireyleri birbirinden uzak kalmak zorunda kaldık.

Dostlarımızı özledik, arkadaşlarımızı özledik.

Aynı şehirde yaşadığımız kardeşlerimizi görmeyi özledik.

İş yeri arkadaşlarımızı özledik, işyerimizi özledik.

Özgürce alış veriş yapmayı özledik, alış verişte özgürce ürünlere dokunmayı özledik.

Özgürce dışarıya çıkmayı özledik, hafta sonları özgürce Hazar gölü sahilinde çay içmeyi özledik.

Zamanı planlı kullanmayı özledik.

>> Devamını okuyun