Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

LYS SINAVININ ARKA PERDESİ

26
Haziran
2014

Öğrencilik zamanımda tek aşamalı ÖSYM (Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı) sınavı, daha sonraki yıllarda ÖSS ve ÖYS olmak üzere iki aşamalı yapılmaya başlandı. Son yıllarda da YGS ve LYS adı altında yürütülüyor. Artık LYS ( Lisans Yerleştirme Sınavı) beş ayrı oturumda yapılmaktadır.  Sayısal ve sözel derslerin sınavları ayrı oturumlarda yapılmakta ve iki hafta sonu yani 4 güne yayılmaktadır. Bu sistemin daha iyi olduğu gerçeği tartışılamaz.  Yani sınav sistemi iyileştirildi.  Sınav salonundaki görevlilerin deneyimli,  hassas ve pratik olmaları, sınav süreci ve öğrenciler için avantajdır.  Süreyi ergonomi kullanması önemlidir.  Kurallara gerginlik yaratmadan uyması önemlidir.  Zaten stresli, heyecanlı, kaygı dolu yürekleri ile sınava giren adayları bir de görevliler gererse! İşte bir eğitimci ve yıllardır bu sınavlarda görev alan birisi olarak meslektaşlarımdan görevlerini mutlaka çok güzel yapanlar, bazı davranışları örnek alınacak kadar kaliteli görev yapanlar olduğu gibi  “ne işin var senin bu kritik gün ve yerde, belanı kendine bulaştır” diye düşünülen görevliler de var.

>> Devamını okuyun

ELİNİZİ TEKNOLOJİ FAKÜLTELERİNDEN ÇEKİN!

18
Haziran
2014

Fırat Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi 1983-1984 eğitim öğretim yılında öğrenci almıştı. İlk açıldığında Fakültede Yapı, Metal, Otomotiv Öğretmenliği ile Eğitim Bilimleri bölümleri vardı. O dönemlerde Türkiye’de sadece Fırat, Gazi ve Marmara Üniversitelerinde olmak üzere üç Teknik Eğitim Fakültesi bulunuyordu. Bu fakültelerden mezun olanların bir kısmı meslek liselerinde alan öğretmeni olarak görev yapmaktadırlar, bir kısmı da kurumlarda veya kurdukları kendi iş yerlerinde çalışmaktadırlar. 

>> Devamını okuyun

KIRGIZİSTAN GÖZLEMLERİM

11
Haziran
2014

2007 yılında da İletişim Fakültesi Dekanları toplantısı nedeniyle eşim ile birlikte Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’e gitmiştim. İlk gidiş olduğu için ne göreceğimi pek bilemiyordum. Gittikten sonra bazı manzaralar karşısında şaşkınlığımı asla unutamam. Daha 1991 yılında Sovyetler Birliğinden ayrılan Kırgızistan bana göre kendi haline bırakılmıştı. Rusya döneminin kalıntıları oldukça fazlaydı. Toplumun yapısı ve kültürlerine de yansımıştı.

>> Devamını okuyun

AÇILIM SÜRECİ NE OLDU?

04
Haziran
2014

Bazı şeyler var ki bedelinin ne olduğu bilinmeden yola çıkılır, hep iyi şeylere sahip olma adına kabullenilir, en kötü ihtimal ile en iyi ihtimal yan yana düşünülerek yol alınır. İşte başlatılan açılım sürecide acaba?,  acaba? Diye başlanılan bir süreç değil miydi?  Bu kadar gencimiz şehit oldu, çocuklar babasız kaldı, eşlerin boynu bükük kaldı, annelerin yürekleri dağlandı. Özellikle güvenlik güçlerinde görev yapan eşini, çocuğunu, babasını yolcu eden aile bireyleri hep içleri buruk değil miydi? Her ne ise gecenin karanlığından yararlanıp kaçanların yaptıkları yanlarına kalanlar az mıydı? Terör olayları yıllardır bitmedi. Hatta bazı mevsimlerde daha çok arttı. Yıllarca devam eden olayların acısı içimizi yaktı.

>> Devamını okuyun

NE OLDUM DEME , NE OLACAĞIM DE.

28
Mayıs
2014

10-16 Mayıs tarihleri arasındaki hafta  Engelliler Haftası olarak adlandırılmakta ve çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.  Birleşmiş Milletlere ait 156 ülkede engelliler haftası için hazırlıklar yapılmaktadır. Bu yıl da Türkiye genelinde olduğu gibi Elazığ’da ve üniversitemizde de bazı etkinlikler düzenlendi. 

“Türk İşaret Dili ve İşitme Engelliler” konulu  konuşmayı  Türkiye İşitme Engelliler Federasyonu Başkanı  Ercüment Tanrıverdi yaptı. Çok ilgi çekici bir hayat hikayesi olan Tanrıverdi, farklı bir bakış açısı ile yaptığı konuşma ile samimi bir ortam yarattı. Çalışma  çalıştaya dönüştü. O konferansta Elazığ’da sağır ve dilsiz birey sayısının azımsanmayacak seviyelerde olduğunu gördüm.  Sessiz dünyalarının çok zengin ve çok duygu yüklü olduğunu gördüm. Ercüment Tanrıverdi dilsiz bir anne ve dilsiz bir babanın çocuğu olduğunu, sessiz dünyada sesli büyümenin güç olduğundan söz etti. Kendisi  o genlerden nasibini almamış olsa bile anne ve babasına hitap edebilmek için işaret dilini öğrenmek ve bu anlamda hizmet vermeyi ilke edinmiştir.  Medya da halen hizmet vermektedir. Sunucu Fatih Portakal’ın haber programlarında okunan haberi kendisi de işaret diliyle anlatmaktadır.

>> Devamını okuyun