Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

ÇOCUKLAR BAĞLANSIN AMA BAĞIMLI OLMASIN

10
Şubat
2021

Hayatımıza hızla giren teknolojinin insan hayatını çok daha kolaylaştırdığı gerçeğini inkâr edemeyiz. Biz ebeveynler bilgisayar ve telefona bağımlı olduğumuzu kabul ederken, kendimizi eleştirsek dahi bağımlılığımızla baş edemezken, çocuklarımızı biraz uzak tutmaya çalışıyoruz.

Teknolojik gelişmelerin cazibesi çocuk ve gençleri etkilemektedir. Bu teknolojilerin başında bilgisayar kullanımı, bilgisayarda oyun oynama ve çeşitli dijital araçlar gelmektedir. Bilgi tarama, bilgi toplama, sosyal medyayı kullanma, gazete okuma gibi alanlarda yararlanmanın yanında 4-5 yaşlarındaki çocuklardan 70 -75 yaşındaki insanlara kadar bilgisayar ortamında oyun oynayanların sayısı hiç de az değildir.

Günümüzde çocukları artık bilgisayar tutsağı olarak görmek mümkün! Öyle bir hal aldı ki çocuklar artık aileleri ile bir yere gitmek istemiyorlar, evlerinden çıkmak istemiyorlar. Arkadaşlarına hatta piknik alanı gibi açık alana giden çocuğun dahi, oyun amaçlı laptop çantası taşımaları ebeveynleri gerçekten artık kaygılandırmaktadır.

>> Devamını okuyun

VEFA, NE GÜZEL BİR VASIFSIN SEN

03
Şubat
2021

Vefasız insan sıfatı taşımak ne kadar kötü bir duygu değil mi? Bana göre vefasız insan damgası yemek çevrede o insana duyulan sevgiyi, saygıyı, güveni kayıp ettirdiği gibi bence insanın kendisini de değersiz hissetmesidir.

Özellikle günümüzde genç kuşakta arkadaşlıkların artık kısa süreli olduğuna şahit oluyoruz. Dost sayısı zaten bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar oldu. Biz olgun yaştaki kuşağı düşünüyorum da ilkokul yaşlarımızdaki, lise eğitim yaşlarımızdaki arkadaşlarımız ile buluşunca mutluluktan adeta sohbet ile geçen sürenin farkına varmıyoruz. O nasıl candan buluşmalar, o nasıl özlem, o ne güzel paylaşımlar, mutluluğumuz ortak, üzüntümüz ortak. Artık o arkadaşlık değil kardeşliktir. Hiç mi çocuk olmadık diye düşünüyoruz. Çünkü çocuk da olsak asaletimizi korumuşuz. O zamandan çıkara dayalı arkadaşlık olsaydı, çoktan kopmuştuk.

>> Devamını okuyun

DEPREMİN BİRİNCİ YILDÖNÜMÜ

27
Ocak
2021

Bazı tarih vardır ki yıllar önce o tarihte yaşanmış güzellikler varsa, her yıl o tarihte aynı duyguları yeniden yaşarız. Bazı tarih de vardır ki o tarihten birkaç gün öncesinde sıkıntı basar, durgunluk his edilir, o tarihte de talihsiz olay beyinde, yürekte saniye saniye işlenirken, acıyı tekrar tekrar yaşarız. Film şeridi gibi geçmiş kötü olayı yaşarken, yüreğimizde acıyı hissederiz.  Çünkü ilk anda insanın yaşadığı şokun şaşkınlığı, geçmişte yaşanılan dramın enine boyuna düşünülmesi, sonradan görülen vahim tablo bütün acı gerçekliğiyle gözler önündedir.

İşte öyle bir tarih 24.Ocak 2020 Saat 20.55… Elazığ bir depremle sallanmıştı. Aslında sallanmak da ne kelime… Allah’ım kıyamet denilen gerçeğin kendisi miydi? Provası mıydı?

>> Devamını okuyun

UZAKTAN SINAV SORUN YUMAĞI

20
Ocak
2021

Bir eğitim öğretim dönemi daha bitti. Yarıyıl sonu sınavları başladı. İlk uzaktan eğitim ders ve sınav dönemini 2019-2020 Bahar dönemi yaşamıştık. Yani geçen bahar dönemiydi. Öğrenci sistemde acemi, biz hocalar acemiydik. Kısa zamanda da adapte olduk. Bilgisayar teknolojisine yatkın olanlar daha kısa sürede süreci çözümlediler. Bir eğitim öğretim dönemi sürecinde sancılı sınav dönemi yaşadık. Biteceğini hayal ettiğimiz uzaktan eğitim sistemi güz döneminde de devam etti. Yine kafamızı karıştıran ve içimize sinmeyen sınav dönemine girdik.

Sınav sistemindeki dengesizliği görünce, sonuçları görünce, bazı öğrencilerin rahatlık ve sorumsuzluklarını görünce, eminim ki birçokeğitimci benim gibi emeklerinin karşılıklarını alamamalarından üzgündürler. Şahsen ben emeklerimin karşılığını alamayınca gençler adına üzülüyorum. Neden mi? Bilgi yoksunu gençler olduğu gibi çok sorumsuz, ekran başında en fazla 1 saat ders dinlemekten aciz ve isteksiz, öğrenme isteği olmayan, ama sınavda “nereden yardım alır, emek vermeden geçerim” düşüncesinde olan geleceğimizin teminatları dediğimiz genç öğrenci kitlesi düşündürüyor.

>> Devamını okuyun

MUTLULUK BEYİNDE BAŞLAR

13
Ocak
2021

Mutluluk yaşantımızın temel amacıdır. Sihirli, dolu dolu anlamlı, yoruma açık, beklentilere göre değişen, bazen ve bazıları için çok kolay elde edilebilen, bazen aranılıp bulunmadığı sanılan, bazen her anında yaşandığı hissedilen bir duygudur.

Mutluluğu farklı yorumlayanlar olabilir. Mutluluğu maddiyatta arayanlar var, mutluluğu maneviyatta arayanlar var, hem maddiyat hem maneviyatta arayanlar var. Çok küçük şeylerle mutlu olan var, mutluluğa doymayan var. Çünkü ne istediğini bilemeyenler var.

Mutluluk nedir? ya da “size ne mutlu eder?” diye sorulduğu zaman bayanların, erkeklerin, gençlerin, çocukların verecekleri cevaplar çok farklıdır. Bezen de kendi kendimize sorarız. O günkü ruh haliyle verdiğimiz cevapta dahi sapmaların olduğunu görürüz. Bu demektir ki mutluluğun tam anlamıyla tanımı yoktur.

>> Devamını okuyun