Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

BANGKOK İZLENİMLERİM

26
Ekim
2011

Ülkeler karşılaştırılır ise farklı coğrafi yapıları, iklimleri, kültürleri, inanç ve yaşam tarzları gibi unsurlarda mutlaka farklılıklar gösterirler. Bu farklılıklar bazen dikkat çekmeyecek kadar az olabilir. Bazen de hayal edilemeyecek kadar birbirine zıttırlar Basında ve ya kitaplarda okuduklarımız ile söz konusu ülkede bizzat yaşayıp görme çok farklı olabilir.

Batı ülkeleri arasındaki yaşam tarzları birbirine benzemektedir ve aralarında büyük uçurumlar yok. Yıllardır Uzak Doğu ve Asya’daki Türk Cumhuriyetlerini merak ederdim. Birkaç yıl önce Kırgızistan’a gittiğimde o kadar ilkel bir yaşantı göreceğimi hiç tahmin etmemiştim ve çok üzülmüştüm. Orada konuştuklarım evlerinin ortalama 35- 40 metrekare olduğunu söylemişlerdi. Başkenti olan Bişkek o kadar kötü manzaraya sahip ise diğer yerleri düşünmek dahi istememiştim.  Oradan Kazakistan’a otobüs ile geçmiştik. Yollarda tuvalet için mola verildiğinde bina aradık yok. Uyduruk bir yapı gösterildi, gittik ki sıralı yan yana tuvaletler ama kapıları yok ve tuvaletleri birbirinden ayıran duvar nerdeyse omuz hizasında. Tuvaletlerde akan sular yok. Böyle bir tablo artık 21. Yüzyılda olmaması gereken bir tablo diye düşünmüştüm. Halkın hijyenden hiç haberi yoktu. Lokanta bulmakta bayağı zorlanmıştık.

Geçen yıl Hong Kong ve Çin’i gezme fırsatını bulmuştuk. Hong Kong küçücük bir alana sıkışmış, gece eğlenceleri ile her yeri ışıl ışıl ışıklar ile donatmıştı. Belki de göz aldanması ile bakımlıydı. Şehir modern bir görüntüye sahipti. Oradan Pekin’e gittiğimizde insanların yüzlerindeki mutsuzluk okunabiliyordu.  Parklar insanlar ile dolu idi. Bir ürüne bakacak olsaydım esnaf kolumdan tutup hatta bazen omuzlarımdan kavrayıp mağazaya alarak pazarlık sistemi ürününü satmaya çalışıyordu. Sokaklarda akşam kurulan tezgâhlarda pişen et çeşitlerinin kokuları o sokağa girilmez yapıyordu adeta. Ama halkı o kadar alışık ve seviyordu ki kuyruklar oluşmuştu. ABD de iken özellikle gittiğimiz Çin Restaurantlardaki tatlardan eser yoktu. Kaldığımız bir hafta içerisinde ancak bir akşam yemeğini bizim damak tadımıza uygun bulmuştuk. Doğrusu Amerika’dan daha yakın tanıma imkânı bulduğum Çinlilerin kendi ülkelerindeki yaşam şekilleri beni şok etmişti.

Eşim ve benim Uzak Doğu heyecanımız bitmedi ki bu yıl da Tayland’ın başkenti Bangkok’a gelmeye karar verdik. Bugün Bangkok’da 5. Günümüz. Artık internet yardımıyla bir ülkeye gitmeden önce o ülke hakkında coğrafi, sosyal ve kültürel anlamda bilgi edinmek çok kolay. Ben de gelmeden önce araştırdım doküman çıkardım. Ön bilgi ile geldik. İstanbul’dan 9 saat süren uzun bir yolculuktan sonra Bangkok’a semalardan bakmak güzeldi. Birbirleriyle yarışan farklı yapıdaki binaların yükseltileri dikkat çekiyordu. Havaalanı şık, bilindiği gibi insanları güler yüzlü. En çok hoşuma giden de teşekkür etmek anlamında ve selamlama anlamında aynı jest ve mimikleri kullanmaları. Karşınızda hafif eğilip iki ellerini çenelerinin altında birleştirirken yüz ifadeleri görülmeye değer sempatiklikte. Alış veriş merkezlerinde kapılarda bekleyen görevliler dahi aynı sempatiyle gelenleri karşılıyorlar.

Bu ülkelerin batıdan çok farklı olduğunu biliyor ve heyecan duyuyorum. O kadar uzun yolculuktan sonra bavulları oteldeki odamıza bıraktık dinlenmek istemedik.  Lisanı ve alfabesi değişik olan bir yerde bazı kaygıların olması doğaldır. Resepsiyondan ön bilgi ve harita alarak yolumuzu, yönümüzü öğrenmek için dışarıya çıktık. Bir yandan da Bangkok’daki sel baskınlarını Türkiye’de haberlerden işittiğimiz için hava durum raporuna göre hareket ettik. İlk çıktığımızda otelin kapısından itibaren hemen hemen her yerin su taşmasına karşın tedbir aldığını gördük. Kum torbaları riskli bölgelere tepe gibi yığılmıştı. İşyerlerinin ön kısımları yine kum torbalarıyla basamaklar yapılmıştı. Hatta bazıları 1 metre yükseklikte duvar örmüşler. Ülke yüzölçümü olarak 518 km kare ve nüfusu 60 milyon civarındadır. Türkiye ile kıyaslanırsa ülke küçüktür. Bu nedenle olacak ki yolları çok ekonomik kullanmışlar. Şehir içi ulaşımda tren, metro ve otobüs gibi toplu taşıt araçlarını kullanmaktalar. Bu hat üzerinde yollar 3 kat bazen de 4 kat olarak kullanılmaktadır. En alt kara yolu, 2. Kat yaya yolu 3ve 4. Kat da trenlere ayrılmış. Böylece yer sorununu kısmen hafifletmişler.

Çok ilginç olan bu kentin iki farklı yüzünü siyah ve beyaz olarak görmek mümkündür. Gelecek hafta bariz olan çelişkileri sizlerle paylaşacağım.

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.