Banka ATM Kartı Alma Çilesi

Düzen, organizasyon, planlama, insana yaraşır işleyişlerden olmasına rağmen neden çoğunlukla mahrumuz diye kendi kendime hep sorardım. Ne zaman bu anlam da modern yaşama geçeriz diye hayal kurardım. Ben halkın kullandığı toplu taşıt kullanımındaki izdihamdan doğan sıkıntılar nasıl düzeltilebilir diye düşünürken, bu hafta Üniversitemizde bir manzara ile karşılaşınca bu anlamda olan umutlarım da kayıp oldu. Ne oldu? Kurumlar personel maaşlarını promosyon karşılığı ihale ederler ve belli süre sonra banka ile olan anlaşma biter ve bir başka banka ile yeni anlaşma yapılabilir.  Şimdiye kadar antlaşma yapılan banka personeli Üniversite personeli ile sözleşme imzalarken, üniversite personelini mağdur etmemek için mükemmel bir organizasyon yapılırdı.  Nasıl olurdu? Banka personeli formları, sözleşmeleri, banka kartlarını fakülte fakülte hazırlar, daha önceden personele de duyurulan gün ve saat diliminde ilgili fakültede uygun salona gelirlerdi. Personel salonda izdiham olmayacak sayıda, ama boş da kalmayacak şekilde gelir işlemini yapar giderdi. Banka personeliyle de tanışmış olurdu. Herkes mutlu ayrılırdı salondan.

Bu yıl üniversitemiz bir başka banka ile anlaştı ve Pazartesi gününden beri üniversite personeline ile ilgili banka sözleşme imzalatarak ATM kartlarını dağıttılar. Ama nasıl! Doğrusu ben orada yapılan işlemin çok ilkel şartlarda yapıldığını görünce hem üzüldüm hem de reva görülen tablo için gerildim. Kart dağıtım için program yapılmış ve mail adreslerimize program gönderilmişti. İlk gün Rektörlük kampüsünde görev yapan idari ve akademik personel sözleşmeyi imzalayacak ve kartını alacaktı. Zamanında alınmasa ne olacaktı? Merkez şubeye gidilip oradan alınacaktı. Çok kalabalık olabileceğini tahmin ettim ve dersim başlamadan önce saat 09.05 de gittim, bekleyenler var, fakat banka personeli yoktu. Mesailerinin başlamadığını düşünerek benim gibi düşünüp erken gidenler geri döndü. Gün içerisinde tekrar uğradığımda dağınık sırayı görünce geri döndüm.  Alamadığım takdirde merkez şubeye gideceğimi bildiğim için ilerleyen saatlerde tekrar gittim.

Koridor tıklım tıklımdı. Çok vakit kaybı olacağını bildiğim halde sıraya girdim. Bir kuruma yakışmayan sıra işkencesi vardı. Sıraya girmeyi bilmiyoruz ki kolunuzu oynattığınız an arkada duran kişiye temas ediyorsunuz. Tabii her zaman olduğu gibi sıraya riayette sıkıntı da vardı. İster istemez merhabalaştığınız arkadaşınızı sıraya girmeye davet etmek zorunda kalıyorsunuz. Uyarılmasa bazıları göz açıklıklarıyla övünüp bir şekilde sıranın arkasından öne geçmeyi başardılar.  Banka temsilcilerinin odalarına ulaştık, orada da ayrı karmaşa. Uzaktan bakıp da “Vayyy be bu bankanın bu kurum personeline reva gördüğü hizmet bu mu olacak(!)” diye karamsarlığa büründüm.  Dahası bazı kişilerin kartlarını bulamadılar ve onlar da merkez şubeye giderek hesap açıp ancak kartlarını alabildiler ki orada ki izdiham da oldukça fazlaymış. Sıkıntılardan birisi de gelen maillerde nüfus cüzdanı ile gelineceği belirtilmişti. Oysa tabii ki nüfus cüzdan fotokopisi de gerekliydi ve belirlenmemişti. Onu bilemeyenlerin sayısı az değildi.  Orada bazı kişiler fotokopi alma telaşına düştüler. Oysa önceden bildirilseydi o kargaşalık bari olmayacaktı.

İlk defa ihaleyi alan bankanın ilk günde böyle bir olumsuzluk yaşatmasını bir şanssızlık olarak nitelendiriyorum. Umarım bundan sonra ki hizmetlerinde telafi edebilirler.

O ortamda ilgili bankanın programsız hizmet vermesi sonucu çıkan karışıklıkta da rastgele birileri değil üniversitede görev yapan personelin de kalabalıkta neler yapacağını bilemediği ve ya bilmiyor geçinip gemisini götürdüğünü gördük. Banka yetkilileri belki personel sayısı hakkında bilgi edinip önlem almamışlardı, belki çıkacak sıkıntıları önemsemediler, ama asıl Üniversite yetkilileri neden kendi elemanlarının o gün o kadar stres yaşamalarına seyirci kaldı onu da anlamak mümkün değil