HADDİNİ BİLMEK
- Kategori : 2009,Gazete Yazılarım,Mart
- Yorum Yok
- Ekleyen : Nurhayat VAROL
- Okunma :1.333 kez okundu
İnsanlar çok farklı mevkilerde, makamlarda bulunabilirler. Mesleği gereği insanların yürüttükleri işleri netice itibariyle bir ücret karşılığı yapmaktadırlar. İş sahibi olmadan önce işsizliğin ne olduğunun bilincinde olan bireyler, yürüttükleri işi severek yapmalıdırlar ve öncelikle kendi mesleklerine saygıları olmalıdır. Yaptığı işin ağırlığını ya da riskini ileri sürerek, hiç kimse başkasına sitem yapmaya ya da bağırıp çağırmaya hakkı yoktur diye düşünüyorum.
Bu yazıyı kaleme aldığım yer Ankara Esenboğa havaalanı. Bir taraftan uçağın kalkmasını beklerken diğer taraftan da az önce yaşadığım bir olayı sizlerle paylaşmak istedim. 22 Mart günü AŞTİ’de Büyükşehir Belediyesinin saat 10.00’da Esenboğa Havaalanına kalkacak otobüsüne yeni binmiştik. Kucağında çocuğu, yanında eşi ve annesi (veya kayınvalidesi) bulunan bir genç kapıya yaklaştı. Subay olduğunu belirtti ve otobüse ücretsiz binmek istedi. Bana göre haklı olarak otobüs şoförü kimlik sordu. Genç kendisinden kimlik sorulmasına aşırı bir tepki gösterdi. Şoföre “Ben Mardin’de bu vatan için görev yapıyorum. Sen ise otobüsle tur atıyorsun. Bir de kalkmış benden kimlik soruyorsun” diye bağırırken ve küfürler savururken otobüs şoförü ister istemez suskun kaldı. Belki de bu gencin belinden sarkan silahı görünce, korktu ve suskun kalmayı tercih etti. Gencin giyindiği montun sol kolu üzerinde kanatları açık bir kartal resmi ve altında yıldız bir amblem olduğuna göre, muhtemelen astsubay idi. Bir bayan bu tartışmadan rahatsız olduğu için “Sabah sabah tartışmayalım lütfen” demekle yetindi. Otobüs içinde oturmasına rağmen kendi kendine söylenmeye devam etti. Annesi ya da muhtemelen kayınvalidesi gence müdahale etmek istediğinde, azar işitti ve o da susmak zorunda kaldı.
Bu subayın Güneydoğu Anadolu Bölgesinde görev yaparken içerisinde bulunduğu çalışma ortamını tahmin edebiliyorum. Dağda bir çarpışma esnasında çok sevdiği arkadaşlarını kaybetmiş ve bunalıma girmiş olabilir. Ancak bu zor şartlarda görev yapmış olması, bu gencin eften püften sebeplerle sağa sola çatmasını gerektirmez. Otobüs şoförü, görevi gereği kimlik sordu. Bence bu gencin bir askere yakışır vakurda kimliğini göstermesi gerekirdi.
Şimdi bu gencin görevini sürdürdüğü ortamı düşünmek dahi istemiyorum. Çünkü bir kimlik sorulması karşısında bu kadar tepki gösteren, neredeyse tokat sille şoförü döğmeye kalkan, küfreden bu subay bir köyde operasyon için bulunuyorsa, acaba sivil halka nasıl davranır merak ediyorum doğrusu! Türk silahlı kuvvetlerinin şanlı ve şerefli bir tarihi vardır. Zaman zaman birkaç kendini bilmez bu kuruma yakışmayan davranışlar içerisine girmesini tüm silahlı kuvvetlere mal etmek, elbette çok yanlış olacaktır ve eminim ki üst amirleri bu olayı duymuş olurlarsa, silahlı kuvvetlerin itibarını zedelemenin bedelini kendisinden soracaklardır.
Toplumsal davranışları öğrenmek, karşısındakine saygılı davranmak için illa da eğitim almak yetmiyor. Hele üzerinde silah olan ve vatandaşın canını malını korumakla görevli kişilerin çok ciddi seçilmesi ve izlenmesi gerekir. Bu zor görevi sürdüren kişiler şayet karşılaştıkları olaylar sonrasında bunalıma girmişlerse, kendilerinin psikolojik tedaviden geçirilmesi gerekir. Aksi takdirde, sonu çok acı olaylar yaşanabilir.
Görev yaparken ve sonrasında da temsil ettiğimiz kurumun asaletini taşımanın bilincinde olacağımız nice mutlu günlere..
Etiketler |
Yorumlar
Yorum Yapın !
Yorum yapmak için oturum açmalısınız.