Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

İNTİHAR

08
Ocak
2013

Kişinin ölmek amacıyla kendisine şiddet uygulaması ne kadar acıdır. İntihara karar veren kişinin bütün melekelerini kayıp ettiği düşünülür. Kendisini cezalandırıyor, inancımıza göre öldükten sonraki dünyasını karartıyor,  geride bıraktığı yakınlarını fazlasıyla cezalandırıyor.  Gün yok ki yerel ve ulusal basında yer almasın intihar olayları! Yapılan istatistiki bilgilere göre intiharların %35 – 40 oranında artması düşündürücü olmakla birlikte çok üzücüdür.

İntihar eylemlerinde genelde erkekler 35 yaş ve önecesinde, bayanlarda 25 yaş öncesinde yoğunluk vardır. Yine genellenirse kadınlar daha fazla psikolojik nedenlerle bu kötü sonuca ulaşmak isterken;  erkekler daha fazla ekonomik, psikolojik rahatsızlıklardan dolayı yaşamlarına son vermekte veya intihar girişiminde bulunmaktalar.  Artan bu eylemler tam bir sosyal yaradır.

Refah arttıkça neden insanlar canlarına kıyacak kadar mutsuzlaşıyorlar.  Nedenleri irdelersek;  temelde biyolojik, sosyolojik, psikolojik, kültürel farklılıklar temeline oturmaktadır. Ülkemizde genel şiddetin artması, ekonomik sıkıntılar, namus konuları, kadına baskı, sosyal baskılar, kimlik bunalımı gibi sıkıntılar insanlarda depresif hallere yol açınca, sonu intihara kadar gidebilmektedir.

Aşırı alınan alkol ve uyuşturcu yine intihara sürükleyebiliyor.  Parçalanmış ailelerde büyüyen çocukların evdeki dengeler bozulduğu için yaşadıkları travma elbette büyüktür. Onların bu süreçte yaşadıkları bunalımları ciddiye almak lazım. Bunalım yaşayan ailedeki çocukların özellikle içine kapanık olmaları, ardından bir hayli sorunu da birlikte getirebilmektedir.

Çocuk yaşta artan intihar olaylarında ebeveynlerin çok dikkatli olmaları gerekir. Bazen adeta intiharın ayak sesleri geliyor. Nasıl geliyor? Çocuk odasından çıkmayarak içine kapanır, kişilik değişmesi gerçekleşir, yalnızlık ruh halini benimser, cinayet ile ilgili filmler izler, ölüm ile ilgili konuları sorar ya da anlatır, duygularını yazarak kâğıt üzerinde paylaşabilir. Bunlar gibi her zamanki halinden farklı davranış veya ruh hali içerisine girebilir. Çocuktaki değişimleri izleyen ebeveynin bu konuyu ciddiye alıp çocuğunun bu durumunu irdelemesi ve ona sahip çıkması lazım.

İntihar olaylarında kadınların seçtikleri yol ile erkeklerin seçtikleri yol farklıdır. Köylerde seçilen metod ile kentlerde seçilen metod farklıdır. Köylerde tavana asılarak gerçekleşen intiharlar şehirlerden daha fazla. Silahla gerçekleşen intiharlarda erkeklerin sayısı yine kadınların sayısından daha fazla. Kadınların daha çok kimyasal madde kullandıkları bilinmektedir. Ayrıca suda boğularak hayata son verme isteği yine kadınlarda daha fazladır. Yüksekten atlama ise kentlerde daha fazladır.

Bazen ekonomik krizlerden sonra iş yerini batıran, borç altında ezilen, katlayan kredi kartı borçları, mutsuz evlilik sonrası insanların intihar olayları duyulsa da bunlar gerekçe olmamalı. Yaşam çok güzel, insanların yapacakları çok şeyler vardır. Ölüm belki kaçıştır, ama kurtuluş değildir. Dinimizin yasakladığı eylemlerin başında yer almaktadır. Allah’ın verdiği canı yine Allah alır.

Son yıllarda askeriyede yaşanan bu tatsız olaylar iç burkmaya başladı. Yaklaşık 1 ay önce bir televizyon kanalında yapılan bir programda konuklardan birisi bir komutan idi. Programda çarpıcı açıklamalar vardı. Verilen bilgileri siz okuyucularımla paylaşmak istedim.  1990 lı yıllarda gerçekleşen intihar olayları 3 haneliyken, 2000 li yıllarda 2 haneli oldu. Yani düşüşün olduğunu iddia etti. Son 1 yılda 75 intiharın olduğunu söyledi.  Nedenleri araştırıldığında; dışarıdaki dürtülerin askeriyede tetiklendiği, uyum yeteneği, ailevi sorunlar ve yine sosyal sorunların başta sıralanan sorunlar olduğu vurgulandı.  Çok ender de olsa askerin karşılaştığı dayak ve hakaretin ağır gelmesinden dolayı incinen gururunun esiri olduğu söylendi. Şahsi işlere koşturmanın onları rencide edebildiği söylendi.  Askerliğin zor bir süreç olduğu ancak, subayların gönüllü asker olmalarından dolayı kendilerini bu olumsuzlardan etkilenmediklerini açıkladılar. O nedenle askerlik görevlerini yapanlar ile mesleği askerlik olanların psikolojilerinin farklı olduğu yorumlandı. Askeriyede intiharların 6. ve 9. aylarda daha çok gerçekleştiğini anlattılar. Cana kıyma teşebbüsünün Kara Kuvvetlerinde daha fazla gerçekleştiğini belirttiler.

Asker ocağı Türkiye’nin dört bir yanından toplanıp gelen, bizi savunan gençlerimizin toplandığı yerdir. Hiç bir gerekçe, hak etmeyen yaşamın son bulması gerçekten çok acıdır. Askere yolcu ettiğimiz gençlerin sağlık kontrolünden geçerken düz tabanlığına bakılıyorsa, neden ruh sağlığına bakılmasın ki? 20 yaşındaki delikanlının  6 ay, 15 ay sürece dışarıya çıkması engelleniyor.  Askerlik ocağı sanki rehabilitasyon merkezi mi?

Ruh sağlığı ve beden sağlığı nesillere sahip olmamız dileğiyle…

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.