KADIN OLMAK
- Kategori : 2013,Gazete Yazılarım,Mart
- Yorum Yok
- Ekleyen : Nurhayat VAROL
- Okunma :1.752 kez okundu
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, tüm dünyada kadınların kutladığı uluslararası bir gün olmuştur. New York’da bir tekstil fabrikasında çalışan 40.000 işçi daha iyi çalışma koşullarına sahip olabilmek için 8 Mart 1857 tarihinde iş yerlerinde grev başlattılar. Polislerin olaya el koyması ve işçileri fabrikaya kapatması sonucunda çoğu kadın olmak üzere 129 çalışan işçi kötü şekilde can verdi. Vefat edenlere yapılan cenaze törenine 10 binin üzerinde insan katıldı. Avrupa’da yapılan bazı konferanslar sonucunda Dünya Kadınlar Günü diye bir günün anılması kararlaştırıldı. Tarihin 8 Mart olarak belirlenmesi 1921 yılında Moskova’da yapılan 3. Uluslararası Kadınlar Konferansında gerçekleşti. 1960’lı yılların sonlarına doğru Amerika Birleşik Devletlerinde anılmaya başlandı. 16 Aralık 1977 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararı ile 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olarak kabul edildi. Dünya Kadınlar Günü Türkiye’de bazı çevrede “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak anılmaktadır.
Dünya Kadınlar Günü aslında bir dayanışma günüdür. İlgili günde çeşitli programlar yapılır. Paneller düzenlenir. Kadın ve kadın sorunları masaya yatırılır. Kadınların değeri anlatılır. Peki sonuçta değişen ne olur? Yine ezilen kadın, yine töre cinayetine kurban giden kadın, yine şiddete maruz kalan kadın. Ev işinin yükünü omuzlarına alan kadındır. Çocuklarının sorumluluklarını seve seve alan, onları en iyi şekilde büyüterek kendisine ve topluma faydalı bireyler olarak yetişmelerinde saçlarını süpürge eden yine kadın. Kocasına eş, kocasına arkadaş, kocasına sırdaş olan, onun sorumluluğunu alan, ona bazen anne şefkatiyle yaklaşarak koruması altına alan yine kadın.
Anayasamızda kadın erkek arasında herhangi bir ayrım yapılmamıştır. Ancak bazı olumsuz geleneklere göre kadın kendisini engellemek durumunda kalmıştır. 1926 yılında Medeni Kanunun çıkarılmasıyla aile yapısı değişti. Tek eşlilik ve resmi evliliğe kavuşan kadın mutlu oldu. Değişim o kadar hızlı oldu ki 1930 yılında belediye seçimlerinde, 1934 yılında milletvekili seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı elde eden kadın, dünya ülkeleri arasında bu anlamda çok önce elde ettiği hakkının farkında mıydı ki?
Kazanılan hakları ne olursa olsun o bir kadındır. Şiddet, taciz ve tecavüze uğrayan kadındır. İstismara uğrayan kadındır. Sevgisi, bedeni, emeği sömürülen kadındır. Mecbur kaldığında ya da hatası yüzünden an acı gerçek olan vücuduyla yine para kazanan kadındır.
Dünya Kadınlar Günü, Sevgililer Günü, Anneler Günü kutlanırken baş üzerine günü birlik konulan kadınlar sanıyoruz ki hep baş tacı. Toplumumuzda kadının gerçek değerini bulduğu aile yapısı olduğu gibi halen itilen kakılan kadın tipini görmek mümkün. Gün yok ki basında kadına şiddet haberi yer almasın, gün yok ki töre cinayetine kurban giden kadın olmasın. Türk toplumundaki gururu incinen kadın çok incinmiş olsa dahi yine müşfik ana, yine kocasına eş olmaya çalışmaktadır. Aile bütünlüğüne ve kutsallığına inanmıştır.
Kadın sevmek -sevilmek, güvenmek -güvenilmek, saygı duymak -saygı görmek, mutlu olmak -mutlu etmek, üretken olmak, ailesine ve yaşadığı topluma faydalı olmak ister. Kadın ailesiyle birlikte kaiteli vakit geçirmek ister.
Kadınlara iş imkanlarının açılması, onların özgüvenlerinin artırılması, mesleki kursların yaygınlaştırılması, toplumda aktif olmalarının sağlanması onlar için en güzel gelecek vaadlerinden birkaçıdır.
8 Mart Dünya Kadınlar Gününde kadınlığının bilincinde olan bütün kadınların günlerini kutlar, parlak gelecek dilerim.
Etiketler |
Yorumlar
Yorum Yapın !
Yorum yapmak için oturum açmalısınız.