KORONA SÜRECİNDE YÖRESEL YİYECEK ŞAKASI
- Kategori : 2020,Gazete Yazılarım,Kasım
- Yorum Yok
- Ekleyen : Nurhayat VAROL
- Okunma :469 kez okundu
13 Mart tarihinden beri korkulu rüyamız korona virüsü oldu. Gelen gideni aratır mı? Bilmiyorum. 24 Ocak’tan sonra uyku esnasında veya oturduğumuz yerden “yine sallanıyoruz” diye fırladığımız anlar sık sık oldu. O olayı üzerimizden atamadan Korona illeti girdi hayatımıza. Şimdi de normalde bu mevsimde hiç önemsemediğimiz hafif öksürük, hafif boğaz ağrısı, halsizlik gibi mevsimsel soğuk algınlığı belirtileri ciddi anlamda korkutuyor.
Aynı mekânda yaşayan sevenleri dahi uzak tutan illet. Çocuğuna sarılmayı özleyen anne, annesine sarılmayı özleyen evlat, arkadaşlık, dostluk anılarıyla yetinen biz yetişkinler dahası 2-3 gün sonraya program yapmaya korkan biz olduk. Elbette insan hayatında birkaç dakika sonrasını tahmin etmek zor ama bu kadar da tedirgin olmamıştık. Çünkü bu illet virüsün çıkması ve hayatı alabora etmesi birkaç gün içerisinde oluyor.
Kurban bayramına kadar toplum olarak çok daha endişeliydik, tedbirliydik, yasaklar sokağa çıkmayı, toplu etkinlikleri engellediği için Covid-19 bu kadar yaygın değildi. Resmi yasaklar kalkınca, herkes çok rahatladı. Yani toplu yaşanılan yerlerden uzak durmak, kendi sağlığımızı koruma adına değilmiş demek ki. Yasaklara uymakmış. Ceza ödememek içinmiş.
Elbette hayat devam edecek, zorunlu dışarıya çıkışlar olacak, zorunlu alış verişler olacak, ama “canım sıkıldı AVM’ye geldim geziyorum” ifadelerini sık sık duydukça şaşırıyorum. Oysa özellikle şu kritik günlerde en huzurlu, en iç güvenilir yer evlerimiz değil mi? Gazi Caddesinde boş gezinen insanların oluşturduğu kalabalıktan yürümek çok zor iken bu bulaşıcının zirve yaptığı zamanda dahi insanların kalabalıktan yürüyemediğini görüyoruz.
Birkaç gün önce 5 kişilik bir grup genç caddede halka olmuş duruyorlar, aralarındaki konuşmaları işitince yadırgadım. 4 kişi maskeli 1’i maskesiz elinde tespih hızlı hızlı başparmağıyla fırlatır gibi çeviriyor. Arkadaşlarının ona “maske tak” uyarısına verdiği cevap hem üzücü hem de bir genç olarak ne kadar bilinçsiz ve sorumsuz olduğunu ortaya koyuyordu. Sinir bozucu ki; virusun kimde olduğu belli olamadan belki gezerek yayıyor. Verilen cevap “anam hasta bir haftadır hastaneye gidip geliyorum. Kimse bana maske taktıramadı. Siz mi taktıracaksınız, takmammm” Gencin o haline üzülmeli mi? Sorumsuzluğuna kızmalı mı? Tabii benzer düşüncelerde binlerce kişi vardır.
Bireysel sorumsuzluğa üzülür ve uyarmaya çalışırken programı belli olan bir etkinlik duyuldu.
Yapmayın bu kadarını yapmayın. Üstelik izinler alınmış. İlgili yerel yönetimin mutlaka onayı alınmıştır. Bu nasıl bir düşünce. 12 Aralık 2020 tarihinde Kayseri’den gelecek bir firma yöresel ürünlerini tanıtacak. Hem de nerede? Park 23 AVM de. Bu karar nasıl alınır? Kapalı alanların özellikle AVM’lerin şu süreçte daha riskli alan olarak bilindiği halde yer seçimi bu kadar kötü olabilir. Zaten oldukça küçük bir AVM. Ziyaretçi akınına uğrayacak. Çalıştırılacak klimalar virüsü ne güzel(!) yayacak. Birçok yiyeceğin tezgâhlar üzerinde olması, ne kadar sağlıklı olabilir ki?
Programlanan bu etkinliğin hemen ertelenmesi gerekir. Ayrıca O AVM’de çalışanlar bütün gün o yoğunluğa maruz kalacaklar.
Ayrıca şu an her yerde olduğu gibi Elazığ’da da esnaf büyük sıkıntı içerisinde zaten. Hatırlayalım özellikle yöresel gıdaların satış yapıldığı Kapalı Çarşı esnafı aylarca kapılarını kilitlediler. Onların da geçimlerini sağlamak zorunda oldukları aileler vardı.
Doğrusu bu kritik dönemde Kayseri esnafının burada tezgâh açmasını birçok anlamından dolayı haklı olarak istemeyenler olacaktır.
Bu akşam Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısının hemen ardından Sayın Cumhurbaşkanımız alınan bazı önlemleri basında duyurdu. Alınan önlemler sağlık durumundaki olumsuzluğu anlatmaya yeterliydi.
Alınan kararlar mutlaka esnafı olumsuz etkileyecek, ama diğer taraftan vefat sayıları, ağır hasta sayıları korkulacak rakamlara ulaştı.
Bu önlemlerde hafta sonu belli saatlerde dışarıya çıkış yasakları, restoranların ve okullardaki kantinlerin, sinemaların kapanması gibi önlemler mutlaka esnafın evine götüreceği ekmeği etkileyecektir.
Sabrın sonu selamettir diyelim. Aydınlık günlere ulaşmak dileğiyle…
Etiketler |
Yorumlar
Yorum Yapın !
Yorum yapmak için oturum açmalısınız.