SINAV PSİKOLOJİSİ
- Kategori : 2009,Gazete Yazılarım,Nisan
- Yorum Yok
- Ekleyen : Nurhayat VAROL
- Okunma :1.347 kez okundu
Mayıs ve Haziran, sınavların çok yoğunluklu geçtiği aylardır. Eğitimin her kademesinde okuyan öğrenciler bu aylarda sınavların peşinde koşarlar. Başarılı sonuçlar aldıklarında mutlu olurlar, ancak başarısızlık, aile ve çevre baskısı sonucu maalesef sonu hüsranla biten üzücü olaylarla da karşılaşabiliyorlar.
Uzun yıllardır Fırat Üniversitesinde görev yapıyorum ve bugüne kadar yüzlerce sınav yaptım. Sınavlarda edindiğiniz tecrübelerle uzmanlaşıyorsunuz ve sınav psikolojisini çok iyi tahlil edebiliyorsunuz. Bazı öğrenciler sınava kopya hazırlayarak gelirler. Aslında kopya hazırlamak için harcadıkları zaman bazen o kadar uzun oluyor ki, eminim ki oturup çalışmaları daha az süre alacaktır.
Kopya çekecek öğrenci huzursuzdur. Bu huzursuzluk nedeniyle aslında çözebileceği sorular olsa da kafasını kopya çekmeye taktığı için okuduğunuz anlamaz duruma gelebilmektedir. Gözünün ucu ile sürekli hocayı kollar ve ilk fırsatta elini kopyasına götürür. Kopya çekmeye çalışan öğrenciyi zaten tavrı ele vermektedir.
Kopya çekmeyi alışkanlık haline getiren öğrenciler bu alanda uzmanlaşmışlardır. Bazen öyle kopyalar hazırlanıyor ki yakaladığınızda verilen emeğe şaşıp kalıyorsunuz. İşte size birkaç örnek: Ceketinin iç cidarlarına kopyaları toplu iğne ile ya da yapıştırarak tutuşturanlar, silginin içini oyup içerisine makaralı düzenek kuranlar, gömlek ve ceket kollarına kopya yapıştıranlar, hesap makinesinin siyah kabına siyah kurşun kalem ile formül yazanlar, cep telefonu ile ders notlarının resimlerini çekerek fırsat bulunca ona bakanlar vb. yöntemleri teknoloji ile de daha çok geliştirmişlerdir.
Okullar da kopya çekenler ile öğretmenlerin titiz davranmaları ile azaltılabilir. Ancak hayatın bir dönüm noktası sayılacak sınavlar vardır ki bu sınavlar da kopyanın hiç olmaması arzu edilir. Bu sınavların başında ÖSS sınavı gelmektedir. Öyle bir yarış ki aday ve ailelerin yarıştığı sınava yıllar öncesinden yatırım yapılmakta ve gelecek o sınava bağlanmışken yapılacak bir haksızlığı kaldırmak elbette zor olmaktadır. Bu konu beni yıllar öncesi Diyarbakır da öğrencilik günlerime götürdü. Matematik bölümü son sınıf da iken; ÖSYM sınavının yapıldığı gün kaldığım yurt da ismimin anons edilmesi ile uyandım. Aşağıya indiğimde bir grup genc kendileriyle birlikte ………… derneğine gitmemi teklif ettiler. Şaşkındım neden? Diye sorduğumda sınav esnasında dışarıya sızdırılacak matematik sorularını çözmem için bana ihtiyaç duyduklarını söylediklerinde paniklemiştim. Nasıl böyle bir şey olabilir? Asla soru dışarıya çıkarılamaz diye de kendi kendimi teselli ediyordum. Başarılı çocuklara yapılacak haksızlıkta benim payım olmamalıydı. Gelen gruba onlarla birlikte hareket edemiyeceğimi söyleyerek işlenecek suça ortak olmaktan kurtulmuştum.
Açık öğretim Fakültesi Sınavlarının son yıllarda bazı illerde çok da sağlıklı yapılmadığı söylenmekte idi. Bildiğimiz bazı adaylar bulundukları illerde değil farklı illerde sınava girmeyi tercih etmişlerdi. Nedenini sorduğumuz da da “Gittiğimiz yerlerde yardım alıyoruz sizin Üniversite bizi sıkıyor” cevabını veriyorlardı. Yine geçen yıl Profesyonel kopya çekmeye, Siirt Üniversitesi tarafından yapılan Açık Öğretim Fakültesi’nde tanık olmuştum . Hayatımda ilk defa böyle bir olayı duydum. Detaylarını duyunca eminim ki sizler de şaşıracaksınız. Fatih İlköğretim okulunda sınav yapılıyor. Bir aday daha önceki yıla ait A kitapçığını internetten indiriyor ve sınavlarda dağıtıldığı biçimde kitapçık haline getiriyor. Sınav başar başlamaz salon başkanının ve gözetmenin bir dalgınlını fırsat bilerek, orijinal kitabı bir poşete koyuyor ve bunu bir fırsat hemen koridordaki kardeşine veriyor. Beraberinde getirdiği bir yıl öncesine ait A soru kitapçığını da masanın üstüne bırakıyor. Kardeşi aracılığı ile dışarı çıkarılan kitapçıktaki sorular çözüldükten sonra, muhtemelen cep telefonu mesajı ile cevap anahtarı kendisine gönderilecekti.
Sınavın ilerlemesi sonrasında salon başkanı öğrencilerin kitap türlerini belirlemek ve çizelgeye işlemeye başladığında, söz konusu öğrencinin kitapçık türünün B olması gerekirken masa üstünde A türü kitapçığın olduğunu fark ediyor. Kitapçık türünün B olmasını sorgulamaya başlayınca, öğrenci telaşlanıyor ve hemen kitapçığı yırtıyor. Akabinde de dışarı çıkmaya çalışırken, güvenlik elemanlarınca alıkonuluyor.
Öğrencilikte çekilen kopya hikâyeleri ileride güzel anılar olarak kalabiliyor. Ancak öğrencilerimize kendi hakları ile geçmenin ne kadar mutluluk verici olduğunu hissettirmeliyiz. Kopya ile mezun olan bir öğrenci ileride bir de torpil bulup amir olduklarında ise geçmişi unutup dürüstlük dersi vermeye kalktıklarında, çekilmez oluyorlar. Bu anlamdaki dürüstlüğü de küçük yaşta aşılamak gerekiyor.
Etiketler |
Yorumlar
Yorum Yapın !
Yorum yapmak için oturum açmalısınız.