Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

SOSYAL FAALİYETLER

16
Kasım
2013

Çocuk ilk sosyal deneyimini aile içerisinde yaşamakta ve kazanmaktadır.  Karşılaşacağı sorunları nasıl çözebileceğini, insanlara karşı nasıl davranması gerektiğini aile içerisindeki öğrenimleriyle geliştirmektedir. Davranış temelinin aile içerisinde atıldığının farkına varması gereken aile bireylerinin örnek olma bağlamında iletişim ve etkileşimleri oldukça önemlidir. Aile içerisinde alacağı vasıfların üzerine etkinlikler kurmak isteyen çocuğa aile yol açmalıdır.

Sosyal faaliyetler çocukları okuldaki başarıları kadar hoşlandıkları alanda başarıya götürür. Yıllar önce velilerin çocukları için sosyal etkinliklerden vebadan kaçar gibi kaçtıklarını biliyorum. Sosyal faaliyet demek bazı aile için boşa geçen zaman demekti. Ders çalışma süresinden çalınan vakit demekti. Çocuklarının aile disiplinini kayıp etmesi demekti. Hatta bazı aileler ortaokul çağındaki çocuklarının Beden Eğitimi dersine dahi girmemeleri için keyfi rapor aldıklarını biliyoruz. Onlara göre çocuk orada geçireceği vakti ders çalışarak geçirmeli.  Velilerin bu konuda bakış açıları çok dar idi.  Arz talep meselesi bu konuda da geçerliydi. Yaz tatillerinde yada hafta sonlarında çocuklar için sosyal aktivite yapabilecekleri mekânlar özellikle taşradaki kentlerde yok denecek kadar azdı.  Çocuk anne babasının dizinin dibinde kocaman bir yaz tatilini geçirmek zorunda kalırdı. Neyse ki o dönemlerde sokak oyunları vardı diyeceğim!

Oysa sosyal etkinlikler çocuğun yaşadığı toplumda kendisine güveni olan, sağlıklı bir kişilik oluşturup geliştirmesi için oldukça önemlidir. Gelişmiş ülkeler bu çalışma yada hayat biçimini çoktan benimsemişlerdi. Onlar çocuklarının okuldaki sosyal etkinliklerin çocuğun akademik başarısını tümüyle etkileyeceğine zaten inanmaktadırlar. Türkiye daha çok geleneksel bir yaşam tarzını benimsediği için birey çocukluktan itibaren toplum değerleriyle büyümektedir. Çocuğun akademik başarısı toplumda itibar göreceği için öncelik okul diyoruz.

 Yıllar ilerledikçe küreselleşme sonucunda birçok konuda kendisini yenileyen ebeveyn ve eğitimcilerin çocukların bu anlamdaki girişimlerine destek verdikleri, yönlendirdikleri görülmektedir. İzlenen çocuğun yeteneği belirlenip ilgili alana doğru yönlendirme yapılmaktadır. Okul, dershane, özel ders, ödevler arasında koşuşturan öğrenci haftada birkaç saat de olsa yeteneği doğrultusundaki etkinlik onu dinlendirir. Sanat ve spor ayrıca çocuğun kafasını meşgul eden olumsuz düşüncelerin dağılmasına ve kendisi ile gurur duymasına vesile olur. Çocukların yeteneklerinin tanınması onların meslek edinmelerinde ışık tutabilir. Artık bu ilgi çocuğun ilerleyen zamanda iş, eş, yaşanılan yer seçimlerinde dahi etkili olabilmektedir.

Aile çocuğun özel yeteneklerini anlamaya çalışırken mutlaka ondan yardım almalıdır. Öğretmen ile diyalog içerisinde olmalıdır. Özellikle müzik, resim ve spor alanında bir etkinliğe katılması isteniyorsa onun ilgi ve yeteneği ön planda olmalıdır. Bazen de etkinlik dışarıdan göründüğü gibi olmaz yada aile çocuğunu iyi değerlendirmiş olamaz. Bu nedenle seçilen etkinlik içerisinde çocuk bir süre izlenmelidir. Sosyal etkinlik olsun diye birçok alana çocuğu göndermek doğru olmayabilir. Yorgunluk, bıkkınlık yada o alanda isteksizlik olabilir. Gidilen etkinlik eğer özel yeteneğe bağlı ise, yani sanat, müzik, spor alanında çocukları birbirleriyle kıyaslamak onları üzebilir. Herkes kendi yeteneği çerçevesinde değerlendirilir ise çocuğun özgüveni yıkılmaz. En önemlisi yapılacak programda mutlaka çocuk ile konuşarak onun fikrinin alınması ve ortak onaydan sonra program yapılmalıdır.

Gün geçtikçe bilinçlenen birçok aile çocuğun evde çocuk olduğunu değil, bir birey olduğunun farkında artık!Aileler çocuğu konuların ve karar mekanizmalarının içerisine alarak, küçük yaşta onlara kimlik kazandırıp söz hakkı vererek kişilik gelişimleri için temel atmalıdırlar.

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.