Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI

19
Nisan
2010

Çocukluktan beri coşku ile kutladığımız bayramlarımızdan bir olan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı yarın kutlayacağız. Çocuklarımızın büyük bir bölümü bu günü bekliyor. Rengârenk giysileri ile büyüklerine gösteri yapmak, onların beğenisini kazanmak için heyecanlılar. Günler öncesinden prova yapan okullarımız var. Provalara aileler de büyük bir heyecanla katılıyor ve kendi çocuklarının her davranışını izliyorlar.

İlkokulda okuduğum günleri hatırlıyorum. O dönemlerde hazır giysiler şimdiki gibi çok yaygın değildi. Elbiselerimizi annelerimiz, teyzelerimiz dikerlerdi. Elbiselerimizin bir an önce hazır olması için ısrarcı olurduk. Dikiş makinelerinde elbiseler dikilirken, biz çocuklar da başından ayrılmaz ve ardı ardına elbise ile ilgili sorular sorardık.

Ailemin mali durumu çocukluğumdan beri iyi idi. Kışlık ve yazlık önlüklerim dahi farklı idi. Her bayram okulun özel kıyafeti bana dikilirdi.  O dönemlerde çocuk olduğumuz için bizler güzel elbiseler giyinirken, maddi durumları elvermediği için güzel elbiseler giyemeyen çocukların durumlarını anlayamazdık. Sınıfta elbiselerimizi arkadaşlarımıza gösterirken, onların burukluk yaşayacağınız aklımızdan dahi geçiremiyorduk. Çünkü fakirlik ancak yaşandığında hissedilir. “Tok açın halinden anlamaz!” misali, çocuk iken fakirlik- yoksulluk gibi kavramların farkında dahi olmadığımızı itiraf etmeliyim.

Anne olup çoluk çocuğa karıştıktan sonra bazı kavramları çok daha iyi anlamaya başladık. 23 Nisan törenlerinde çocuklarımıza giysi aldığımızda, alamayan aileleri ve çocuklarını düşünür oldum. Çok arzu etmeme rağmen çocuklarımın törenlerde giyecekleri kıyafetleri seçerken, ya da okulun istediği giysileri alırken, sürekli dikkatli olmaya ve aşırıya kaçmamaya özen gösterdim.

23 Nisan törenleri nedeniyle bazı aileler çocuklarına istedikleri kıyafeti alamadıkları kesin. Zaten okul yönetimleri de gruplar oluştururken, ister istemez ailenin maddi durumuna göre hareket ettikleri gözden kaçmıyor. Örneğin pahalı giysi istedikleri çocuklar, genelde o giysiyi alabilecek maddi gelir düzeyine sahip olabiliyorlar.

Özel ilköğretim okulları genelde giysiler yönünden ailelere en fazla yük getiren okullar olabiliyor. Hatta bazı özel okullar sınavlarda elde edemedikleri başarılarını, resmi bayramlarda sergiledikleri etkinlikler ile kapatmaya çalışabiliyorlar. Çevremizde bulunan ilköğretim okullarına şöyle bir göz atalım. Törenlerde en fazla masrafı onlar yapmıyorlar mı?

Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı formatı itibariyle dünyada bu kadar coşku ile kutlanan tek bayram diyebiliriz. TRT’nin her yıl düzenlediği dünya çocuklarını bir araya toplamak ve onların birlikte bu bayramı kutlamalarını sağlamış olmak, büyük bir organizasyonun ürünüdür. Bu organizasyon sayesinde ülkemizin çok iyi reklamının yapıldığını da rahatlıkla söyleyebilirim.

Okulların törenlerle ilgili çocuklardan istediği kıyafetlerin seçiminde çok titiz davranmaları gerektiğini düşünüyorum. Ailelere çok pahalı giysiler aldırmak yerine, daha ucuz ve de katılabilen öğrenci sayısını artırmayı tercih etmek de yarar var. Böylece her çocuk bayramda neşe ile eğlenebilir ve arkadaşının kıyafetini kıskanmamış olur.

Çocuklarımızın bayramını kutlarken, her günlerinin neşeli ve bayram havasında geçmesini dilerim. Tabi bu dileği yaparken de her zaman eğlesinler ve derslerini aksatsınlar demek istemiyorum. Önemli olan çocuklarımızın neyi ne zaman yapacaklarını, ailelerinin denetiminde en uygun biçimde yerine getirmeleridir. Gelecekte ülkemize, milletimize, halklara, toplumlara barış ve huzuru sağlayacak özellikli gençler olarak yetişmeleri tek dileğimizdir.

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.