ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMINDA ÇOCUK OLMAK
- Kategori : 2014,Gazete Yazılarım,Nisan
- Yorum Yok
- Ekleyen : Nurhayat VAROL
- Okunma :1.400 kez okundu
TBMM’nin açılış tarihi 23 Nisan 1920’dir. İşte bu tarih öyle güzel bir tarihtir ki her yıl 23 Nisan günü Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmaktadır. Günün isimlendirmesi ne kadar anlamlıdır. Egemenliğin kelime anlamı yönetme yetkisidir. Ulusal egemenlik işte ulusun, yönetme yetkisine sahip olması demektir. Çocuk bayramında bu kavramın çocuklara hissettirilmesi ne kadar da güzel! Çocukları bir milletin geleceği olarak tanımlayan Atatürk, onlara en güzel hediyeyi vererek çocuklara verdiği önemi yinelemiştir. Atatürk’ün çocuklara hediye ettiği bu bayram dünyada ilk defa ülkemizde kutlanmıştır. 23 Nisan Ulusal ve Egemenlik Bayramlarında artık dünya çocuklarına ev sahipliği yapılmaktadır. Bir çok ülkeden gelen çocuklar konuk edilmektedir. Konukevlerinde kalabildikleri gibi en güzeli de bazı aileler yabancı çocuklara ev sahipliği yaparak kendi çocuklarının yabancılarla arkadaşlık köprüleri kurmalarını sağlamakta ve onların kültürümüzü tanımalarına ortam yaratmaktadırlar.
Çocukluğumdan beri coşku ile kutladığımız bayramlarımızdan bir olan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını yaklaşık bir hafta sonra kutlayacağız. Çocukluğumdaki 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramlarını özlüyorum. Çevremdeki çocuklara baktığımda bizim çocukluğumuzda yaşadığımız heyecan onlarda yok gibi geliyor bana. Artık bayram kutlaması çocuklarımız için adeta angarya olmuş. Okullarda hazırlık heyecanı yok ki çocuklara da yansısın. Zaman tüneline girdiğimde hazırlıklar film şeridi gibi gözümün önünden geçiyor. 23 Nisan’dan günler önce roller ve kıyafetler belirlenirdi. Renkli kağıtları keserek figürler yapar sınıfımızı süslerdik. Yaklaşık son 15 gün okul bahçesinde provalar yapılırdı, O anki heyecanı, keyif almayı ancak benim gibi o anı yaşayan nesil bilir. Ya bayram için kıyafetler? Çeşitli kıyafetler olurdu, kendimizce en güzel kıyafeti giyinebilmek için ısrarla seçilmek isterdik. Giyindiğimiz kıyafetin kimliğini de sanki üstlenirdik. Örneğin: izci kıyafeti giyindiğim zaman sanki güvenlikten sorumluydum, koruma duygularım ön plana çıkmıştı. Özel kıyafet giyindiğimde kendimi salon hanımı gibi hissetmiştim. Prenses kıyafeti giyinip rolümü üstlendiğimde, kendimi kitaplarda okuduğum prenses gibi hissetmiştim. Ya kürsüde şiir okumak ne kadar ayrıcalıklı yapardı bizi. O zamanlar babamın memuriyeti nedeniyle Adıyaman’dayken okuduğum şiirlerin belediye hoparlöründen şehir merkezinde yankılaması ne çok mutlu ederdi beni. O gün pembe bulutlar üzerinde nasıl hissetmesin ki insan kendisini. Bir çok aile yine aynı heyecanı yaşar, çocuklarını yalnız bırakmazlardı. Bayramlar şehir stadyumlarında yapılırdı ve tıklım tıklım olurdu. Tam bir renk şöleni, gösteri şöleniydi. Son yıllarda ne oldu bütün bu güzelliklere? Ne oldu kabaran milli duygularımıza? Ne oldu büyüklerin duyarlılıklarına?
Düşünüyorum da en son 1980-1990 yılları arasında çocuklar çocuk olduklarını hissettiler ya da çocuk profili o zamana kadardı. Bazı değerlerin farkındalardı. Milli ve manevi duyguların yoğun yaşandığı son yıllardı. Sokaktayken İstiklal Marşını işiten büyükler ve çocuklar oldukları yerde saygı duruşunda kalırlardı. Peki şimdi? Geçmişteki çocukların milliyetçilik anlamındaki duyarlılıklarını hatırlayıp da şimdiki ortam ile kıyaslayınca mutsuz olunmaması, nereye gidiyoruz diye sorgulanmaması mümkün değil.
Nerede hata yaptık diye sorgularsak… Acaba teknoloji esiri ve doyumsuz olan çocuklarımızın manevi değerleri üst düzeyde tutması için biz ebeveyn ve eğitimciler üzerimize düşeni yaptık mı? Örnek birey olduk mu? Neleri görmezden geldik? Milli duygularımıza neden kelepçe vurduk? Sorumluluk ve sorumlusu biz yetişkinlerdedir. Geçen yıllar bazı duyguları küllendirme yönüne doğru sürüklese de izin vermeyelim. Uyansın gençlik, uyansın eğitimcilerimiz, uyansın çocuklarımız.
Ulu Önder Atatürk’ün ”Ulusal Egemenlik öyle bir ışıktır ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar yok olur.” ifadesi sayfalarca yazılacak metni tek cümle ile anlatmaya yeter diye düşünüyorum.
Bu vesile başta çocuklarımız ile siz değerli okuyucularımın yakında kutlanacak olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlarım.
Etiketler |
Yorumlar
Yorum Yapın !
Yorum yapmak için oturum açmalısınız.