YABANCI GÖZÜ İLE TÜRKİYE
- Kategori : 2012,Eylül,Gazete Yazılarım
- Yorum Yok
- Ekleyen : Nurhayat VAROL
- Okunma :1.781 kez okundu
Türkiye’yi ziyaret eden yabancıların ya da yurdumun insanları ile iletişim kuran yabancıların ülkemiz hakkındaki yorumlarını, gözlemlerini, geri dönütlerini almak bazen çok hoş, bazen de düşündürücüdür. Kültürlerin farklı oluşu nedeniyle bize normal gibi gözüken bir davranış, yabancılar için çok garip gelebilir ya da tersi söz konusu olabilir. Ancak uluslararası ilişkiler ne kadar sık olursa ve milletler birbirini ne kadar iyi tanırsa, aradaki kültür farklılıkları karşılıklı olarak kabul edilebilir seviyelere düşebilir.
Amerika’ya bu gelişimde uçakta yanımda Amerikalı bir bey oturmuştu. Uçak havalanınca hemen kalın bir kitap çıkardı. Kapak üzerindeki resim dikkatimi çekti. Atatürk’ün resmiydi. Kitabın ismi de Atatürk idi. Bir süre sonra sohbet etmeye başlayınca Türkiye’ye ziyaret amaçlı gittiğini, tarihi yerlere ilgi duyduğunu, Atatürk gibi bir lideri bu gezmeleri sırasında tanıdığını ve hayran kaldığını anlattı. Onu daha yakından tanıyabilmek için kitap aldığını söyledi. Okuduklarından bazı kısımları paylaşırken heyecanını gizleyemedi. “Sizin zengin bir tarihiniz ve her yerde gördüğümüz Atatürk’ünüz var. Amerika’nın tarihi yerleri ve böyle sahiplenilen kahramanımız yok” Bu sohbet inanın beni çok etkiledi. Dışarıdan birisinin ülkeme ve Atatürk’e ilgi duyması çok anlamlıydı.
Amerikalı dostumuz olan bir hoca her yıl yaklaşık 10-15 gün Türkiye’de kalır ve mutlaka misafirimiz olur. Bir kaç gün önce tekrar görüştüğümüzde Türkiye’deki anıları tazelendi. Onun ve Türkiye’de bir süre bulunmuş diğer yabancıların gözlemelerinden bazı örnekleri paylaşmak istiyorum.
Türkiye’de insanların çok cömert ve misafirperver olduklarını, yemek çeşitlerinin fazlalığı ve lezzetini anlattı. Verdiği örnekler şöyleydi: “Eşim çiçek alırken ben bekliyordum ve bana çay ikram ettiler. Çay parasını vermek istedim para almadılar. Gaziantep’te fıstık ve baklava aldım bana tattırdılar. Yine para almadılar. Restoranda yemek yedik, akabinde hemen çay ikram ettiler. Üniversitede hocaların odalarına gittiğim zaman hemen telefon açıyorlar ve içecek ikramı geliyordu”. Kendisi örnekler vermeye devam etti. “Kalabalık gruplar ile balık restoranına gittiğimizde o kadar hızlı servis yapılmasına şaşırdım. İstenmeden gelen menü zenginliği yine cömertliğin göstergesidir. Çünkü Amerika’da servis oldukça yavaştır”.
Bu Amerikalı dostumuz ile iyi ilişkiler kurdukça, karşılıklı olarak kültür farklılıklarını da nispeten ortadan kaldırmış oluyoruz. Kendisi bizim gelenek ve göreneklerimize uyum sağlamak için büyük gayret gösteriyor. Evimize geldiğinde hemen ayakkabılarını çıkarıyor. Müziğimizi büyük bir hayranlıkla dinliyor. Türkiye’yi daha iyi tanımak için ülkemizle ilgili internet üzerinden web sitelerini dolaşıyor. Misafirperverlik konusunda dahi değişiklik yaşadığını görebiliyoruz. Teknolojideki hızlı değişimler de bu ilişkinin hızla kurulmasına vesile oluyor. Birey olarak bize düşen görev, ülkemize gelen turistlere değerlerimizi ve tarihimizi iyi tanıtmak olmalıdır. Bunu sağladığımız zaman da yabancıların ülkemiz için değer yargıları değişebilmektedir. Toplumlar arasında ne kadar iyi ilişkiler kurulabilirse, düşmanlıklar azalır. Karşısındakinin kültürüne, gelenek ve göreneklerine olan saygı artabilir.
Etiketler |
Yorumlar
Yorum Yapın !
Yorum yapmak için oturum açmalısınız.