Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

YAPTIĞI İŞİ BENİMSEMEK

05
Nisan
2009

Yıllar önce temizlik işleri kamuda kadrolu çalışanlar tarafından karşılanıyordu. Ancak kamu düzeninin hantallaşmış yapısı içinde kadrolu işçilerin çalıştırılması büyük sorun teşkil ediyordu. Şayet yöneticinin sevk ve idare kabiliyeti yeterli değilse, bu kadrolu elemanların çalıştırılması çok büyük sorunlar doğuruyordu. Özellikle bazı kurumlarda temizlikler yeterli yapılmadığı için, toz ve pislikten geçilmiyor şikayetler de bitmiyordu.

Uzun yıllardır üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışmaktayım. Eskiden fakültemizin temizlik işleri kurumda çalışan kadrolu personel tarafından yürütülüyordu. Ancak odalarımızın temizliği yeterince yapılmıyordu. Öyle ki temizliği yaptırmak için hizmetliye rica eder onunda oldukça isteksiz ve işi hiç de iyi yapmadığına şahit olurduk. Ama hizmet alımı devreye girdikten sonra, temizlik işlerinde çok farklılıklar görüldü.

Birçok alanda olduğu gibi kamu kurum ve kuruluşları işlerinin hizmet alımı biçiminde yürütülmesi benimsendi. Artık temizlik işleri başta olmak üzere birçok kamu işi, hizmet alımı şeklinde yapılmaktadır. Hizmet alımı işleri şirketlere ihale edilmektedir. İhaleyi alan şirket, kendi bünyesinde genelde asgari ücretle çalıştırdıkları işçiler ile hizmetleri sürdürmektedir. Özel sektör çalışma anlayışı içinde işçilerden azami düzeyde faydalanma esastır. Patronu kendisinin çalışmasını beğenmediği takdirde, sözleşmesinin bitiminde işinin sona erdirileceği kaygısından ötürü, işçi işini düzgün yapma gereği duyar.

Kamu kurumları hizmet alımı biçiminde çalıştırdıkları işçileri, gene kendi kontrolleri altında tutabiliyor. Görünüşte arada müteahhit firma var denilmekle birlikte, çalıştırılacak işçilerin listesi gene kurum tarafından belirleniyor. Kurumun doğrudan işçi çalıştırılması ile kıyaslandığında, bu yöntem sayesinde işçilerin görevlerini daha titiz yapmaları sağlanabiliyor.

Memleketimizde işsizlik oranı oldukça yüksek seviyelerdedir. Bunun sonucu olarak artık elde bir diplomanın olması, iş bulma konusunda bazen hiçbir anlam ifade etmeyebiliyor. Üniversite mezunu olup da asgari ücret karşılığı bir iş bulmanın peşinde olan binlerce gencimiz var. Çünkü üniversite bitmiş, yaş geçmiş ama hâlâ bir iş yok. Ne iş olursa yapmayı ilk başta kabulleniyor. Hatta şöyle düşünenler de olabiliyor. “Bir an önce işe gireyim, işin adı temizlik de olsa, nasıl olsa sonradan birilerini bulur masa başına geçerim” diyenlerin sayısı da az değildir.

Asgari ücret ile geçim yapmak, hele bir de evli olup da çoluk çocuk sahibi olanlar için çok zor olacağı açıktır. Çaresizlik içinde kalan işsizler, ne iş olursa yapmayı benimsiyorlar. Üniversite mezunu olup da iş bulamadığı için temizlik işini yapmayı kabullenenler, ilk günlerde temizlik işini kendilerine yakıştıramadıkları için doğal olarak mutsuz işe giderler. Bir süre sonra yaptıkları işe alışmaktan başka yapacakları bir şey yoktur. Gönül ister ki herkes kendi alanında çalışsın. Ama işsizliğin had safhada olduğu bir ortamda sahip olduğu işi benimsemekten başka çözümün olmadığı mantığının yerleşmesi lazım. Bana göre artık insan hangi işi yapıyorsa, hangi mesleği yürütüyorsa, onu kutsal görmeli ve işini en iyi biçimde yapmanın gayreti içinde olmalıdır. Yapılan iş ne olursa olsun o iş kutsal görülmelidir. Yeter ki yaptığı iş yüz kızartıcı adi suç kategorisine girmesin.

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.