YEREL SEÇİMLER
- Kategori : 2008,Ekim,Gazete Yazılarım
- Yorum Yok
- Ekleyen : Nurhayat VAROL
- Okunma :1.477 kez okundu
Yerel yönetim seçimlerine birkaç ay kala, siyasiler çalışmalarını hızlandırdı. Aday adayı olmak isteyenler de yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Bazı aday adayları geçmişteki potansiyel ve becerilerini değerlendirerek başkanlığa soyunurken, bazıları da sadece müracaat ettikleri partinin adamı olduklarını hissettirmek için aday adayı olduğu bilinmektedir. Bulunduğu konumu itibariyle geçmişte hiçbir toplumsal faaliyetlere katılmamış, kamuoyu tarafından ilk defa ismi duyulan adayların isimlerini duyduğumuzda da “Bu kim?” diye merak ediyoruz.
Belediye başkanlığına aday adayı olacak kişilerde bazı özelliklerin bulunması gerekir. Bir kenti veya ilçeyi idare etmek kolay bir iş değil. Aday adayı olacak kişi, geçmişte yaptığı başarılı işleri referans gösterebilmelidir.
Bazılar ailesinin geçmişini ve/veya ait olduğu aşiretin gücünü arkasına alarak aday adayı oluyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde başkanlık yapan bazı kişilerin geçmişine bakıldığında, arkalarında genelde feodal yapının tasarruflarının hakim olduğunu hissedebilirsiniz. Bu bölgelerde şeyhlerin, aşiret reislerinin işaret ettiği kişi aday adayı olur. Müracaat ettiği parti de aşiretin gücünü ensesinde hissettiği için, işaret edilen bu şahsı aday seçer.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizdeki seçim sonuçlarını merakla bekliyoruz. Bu bölgedeki sonuçlar neden çok önemli? Çünkü DTP bu bölgede yer alan il, ilçe ve beldelerde belediye başkanlığını alarak, dünya kamuoyuna “Bakın halk bizi istiyor, bizim isteklerimizi görmezden gelmemelisiniz, bizimle masaya oturmak durumundasınız” mesajı vermek istemektedir.
2004 yılı mahalli seçimlerinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinin birçoğunda aslında yarışa sadece iki partinin katıldığı görülür. Halk ya DTP’ye ya da AKP’ye oy vermek durumunda kalmıştır. Oysa diğer partiler de seçime katılmalarına rağmen, seçilmek için gerekli oyu alamayacaklarını fark ettikleri için, bu iki partiye yönelenlerin sayıları azımsanmamalıdır. Bu sonuca nereden vardığımı merak edebilirsiniz. Siirt’te bulunduğumda bazen konu Belediye Başkanlarına getirilirdi ve birçok kişi,” bu bölgede gönlünüzde yatan parti için oy kullanmak yerine, kıyasıya mücadele içerisindeki öndeki iki partiden biri için tercih yapmak zorundasınız” derlerdi. Nitekim bu bölgelerde diğer partilerin aldığı oylara bakıldığında, bu söylemin doğruluğu ortaya çıkmaktadır. Muhtemelen bölgede yine aynı yönde tercih yapanlar çıkabilecektir.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yıllardır süregelen terör olayları halkı bezdirdiği, hatta bu nedenle göç ettirdiği görülmektedir. Bu durumu illerin nüfuslarındaki değişimi izleyerek, kolayca anlamak mümkündür. Türk’ü, Arap’ı, Kürt’ü artık bölgede huzur istiyor. Bir arada yaşamaya zaten alışmış. Aralarına sokulan nifak tohumları nedeniyle, bazıları dolduruşa gelip yasadışı eylemlere katılabiliyor. Ama çoğunluk, terör olaylarının artık son bulması için dua ediyor.
Yerel seçimlerin heyecanını hissetmeye başladık bile! Aday adayları ortaya çıktıkça iş daha da kızışacak. İnşallah seviyeli bir seçim dönemi olur ve seçilenler, seçildikleri ilk günden itibaren o şehir veya ilçedeki tüm halkın başkanı olduğunun farkına varır. En önemlisi ise, seçim sonuçlarının bölgenin huzura kavuşmasına vesile olması tek arzumuzdur.
Etiketler |
Yorumlar
Yorum Yapın !
Yorum yapmak için oturum açmalısınız.