Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

YÜKSEKÖĞRETİME GERÇİŞ SINAVI

11
Nisan
2010

11 Nisan 2010 tarihinde Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi kapsamında Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) yapıldı. Üniversiteye adım atmanın birinci basamağı olan bu sınava 1,5 milyonun üzerinde aday katıldı. Her il merkezinde yapılan sınav sistemi, aslında önceki yıllarda yapılan ÖSS sınavından pek farklı değildi. Değişen temel unsur, sınav isminin YGS olması ve soru sayılarının artırılmış olması idi. Diğer önemli bir değişim ise sınavın saat 10.00 da başlatılması idi.

Uzun yıllardır sürekli bu tür sınavlarda görev almaktayım. Salon başkanı olarak sürdürdüğüm görevlerim nedeniyle, sınav atmosferini en iyi takip edenlerden birisiyim. Öğrencilerin sınav sırasındaki davranışları, bazılarının tedirgin duruşları, bazılarının soruları gördükten sonra heyecandan kalem oynatmalarına şahit olmuşumdur. Bazı öğrenciler ise heyecandan bağırsaklarını bozup hemen tuvalete gitmeye kalkıştıklarını, heyecandan titrediklerini gördüm. Kısacası sınav psikolojisi ister istemez çocuklarımızı heyecanlandırıyor.

YGS sınav süresi 160 dakika idi. Sınavda Türkçe, Sosyal Bilimler, Temel Matematik ve Fen Bilimleri testleri uygulandı. Sınavın ilk 80 dakikasında ve sınav bitimine 15 dakika kala hiçbir öğrenci salonlardan çıkamadılar. Öğrenciler binaya cep telefonu ile giremediler. Bazı öğrenciler yanlarında getirdiği cep telefonlarını, bina dışında bekleyen ailelere teslim etmek zorunda kaldılar.

Sınavların uygulandığı binaların dışı aileler tarafından adeta işgal edilmişti. Bu manzara ile sürekli karşılaştım. Sanki sınava aileler giriyor. Heyecan dorukta ve sınava giren çocuklarına son dakikada dahi tembihte bulunuyorlardı. Ailelerin bina dışında beklemeleri, kanımca çocukların daha da heyecanlanmalarına vesile olmaktadır. Aileye karşı sorumluluk, çocukları tedirgin edebilmektedir. Bu manzara beni yıllar öncesine götürdü. Oğlum ÖSS sınavına girdiği zaman ben o yıl görev almayıp bir çok annenin yaptığı gibi oğlumu dışarıda beklemeyi planlamıştım ki; oğlum “anne sakın öyle bir şey yapma, o gün için günlük planını değiştirdiğini ve beni sınav kapısında beklediğini hissedersem sorulara konsantre olamam” diye kararlı konuşarak beni kendi işime yönlendirmişti.

Gençlerimizin geleceği açısından bu sınav ilk adımdı. Bu sınavda belirli bir puan alanlar ikinci basamağa katılabilecek. Muhtemelen sınav soruları kolay olacak ki barajı geçebilen öğrenci sayısı fazla olabilsin. Geçen yıllarda hatırlanacağı üzere, barajı geçen öğrenci sayısı az olduğu için puan düşüşüne gidilmişti. Bu da ÖSYM’nin işini artırmış ve baraj puanını düşürmek için ek önlemler alınmasını gerektirmişti.

Sınav sonrasında televizyonlarda soru cevapları açıklandı. Sorumlu öğrenciler televizyonların başında cevap anahtarlarını kontrol etmekle geçirdiler. Sorumsuz öğrenciler ise muhtemelen televizyonlarda sonuçları dinlemeye dahi zaman harcamamışlardır!

Sınav sonrasında ailelerin çocuklarına çok dikkatli davranmaları gerekir. Hele sonuçlar belirlendikten sonra çocuklarına başarısız olmaları nedeniyle kızan aileler varsa, büyük bir yanlışlık yaptıklarını bilmelerini isterim. Baskı altında olan gençlerin evden ayrılma, bunalıma girme ya da Allah korusun intihara kalkıştıklarına şahit olmaktayız. Psikolojik destek başarısız öğrencilerin dahi ileride başarılı olmasının yolunu açabildiği asla unutulmamalıdır.

Sınav geçti bir süre sonra sonuçlar açıklanacak! Yüksek puan alanlar sevinecek. Çünkü bu sınavda alınacak puan, netice itibariyle ikinci basamak sınavını da belirli bir oranda etkileyecek. Sınava giren öğrencilerimize geçmiş olsun dileklerimi sunarken, sınav sonuçlarının arzu ettikleri seviyede olmasını diliyorum.

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.